Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Vicdanınız mı Çürüdü, Kalbiniz mi Kurudu?

Bu yazı 17/10/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

*Alper TAN/SDE Başkan Yardımcısı

 

7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin kan ağlıyor.

İsrail’in havadan ve karadan bombardımanı ile can veren sivillerin sayısı 3 bini geçmiş durumda. Şehitlerin çoğu minnacık bebekler/çocuklar. Sokaklar ailesini yitirmiş sahipsiz çocuklarla dolu.

İsrail’in vahşi katliamları, dünyanın her tarafında insan olanların vicdanlarını harekete geçirdi, miting meydanlarında, sokaklarda binlerce insan, İsrail zulmünü protesto ediyor. Üstelik, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya’nın gösterileri yasaklamasına ve “suç” sayarak cezalandıracağını açıklamasına rağmen…

Avrupa ülkelerinden İspanya, bu zulme itiraz ediyor ve en üst düzeyde Hamas saldırısına, İsrail’in sebep olduğunu söylüyorlar. “Vicdanlı” İsrail vatandaşları bile aynı kanaatte..

Çünkü Gazze, 2007’den beri karadan, denizden, havadan İsrail ablukası altında. Etrafı yüksek duvarlarla çevrili, açık bir hapishane. Gazzelilerin seyahat özgürlüğü yok, işsiz, aç, eğitim ve sağlık hizmetlerinden mahrumlar.

Maalesef ülkemizde önemli bir siyaset ve toplum kesimi ile birçok sivil toplum cenahı derin bir sessizliğe gömüldü.

Her konuda ekrana çıkma heveslisi siyasiler ortada görünmüyor, tek kelime fikir belirtmiyorlar. Her fırsatta suya sabuna nutuk irad edenler sus-pus vaziyetteler.

Daha bir ay önce LGBT+ hakları için yeri göğü inleten sanatçılar, yazar-çizerlerin bir kısmı, iş dünyası, meslek odaları dut yemiş bülbül gibiler.

Havaya bakarak ıslık çalıyorlar.

Ortalıkta yoklar.

Filistinlilerin maruz bırakıldığı bu insanlık dışı hayata rıza göstermelerini bekliyorlar. Söyleyemeyenler bile “Şimdi durduk yerde Hamas neden böyle yaptı” havasındalar. “Yaptığına göre cezasını çeksin” düşüncesindeler.

Artık ABD’de bile çeşitli toplum kesimlerinden –ki buna bazı Yahudiler de dahil- insanlar gördükleri bu insafsız saldırılara ve mazlumların çığlıklarına duyarsız kalamıyorlar. Temsilciler Meclisi Demokratlar Grubu’ndan oluşan 55 parlamenter, Başkan Joe Biden'a hitaben yazdığı mektup bunun örneği:

"Askeri operasyonları yürütenleri uluslararası insani hukuka uymaya ve her iki taraftaki masum sivil hayatları korumaya" çağıran mektupta; İsrail'in Gazze'deki tepkisinin uluslararası hukuka uygun olarak yürütülmesi ve masum sivillere verilecek zararı sınırlamak için gereken tüm önlemleri alması gerektiğinin iletilmesine öncelik vermesi, masum sivillerin hayatta kalmak için gerekli temel bilgilere sahip olmasını sağlamak amacıyla gıda, su, yakıt, elektrik ve diğer hayat kurtaran ihtiyaçların Gazze'ye ulaştırılması talep ediliyor.

Temsilciler, İsrail Ordusunun Gazze’nin 24 saatte boşaltılması çağrısını şiddetle eleştirip "etnik temizlik" girişimi olarak görüyorlar. “Kaybedilen binlerce Filistinlinin hayatını ve tehlikede olan milyonları görmezden gelmeyi bırakmalıyız! Bunu durdurmak için tüm diplomatik araçları kullanmalıyız" diye sesleniyorlar.

Peki, bizdeki suskunluğu nasıl anlamalı?

Vicdanlarını, merhametlerini, insanlıklarını mı yitirdiler bunlar?

Yoksa suskunlukları Müslümanlara duydukları gizli nefretten mi kaynaklanıyor?

En çok da bir takım Müslüman kanaat önderi, yazar kılıklıların suskunluğu da aşarak, ülkelerini, namuslarını, canlarını savunan Filistinli Müslümanların direnişine dil uzatmaları insanın kanına dokunuyor. Bu güruhun, İsrail’in binlerce sivili öldüren bombardımanlarına ve yerkürenin diğer tarafından uçak gemileri göndererek katillere destek vermelerine ise hiç itirazları yok.

Türkiye’nin ana muhalefet partisinin 13 seneden bu yana başkanlığını yürüten, cumhurbaşkanı olmak içen geçen Mayıs ayındaki seçime katılan ve ülke seçmeninin %48’inin oylarını alan bir siyasetçi 7 Ekimde başlayan ve 12. gününe giren İsrail katliamlarına dair sosyal medya hesaplarında tek kelime yer almıyor. “Mayıs seçimlerini o kazanmış olsaydı ne olurdu şimdi” diye hiç düşündünüz mü? Devletimizin başında o, görevde olsaydı şimdi Türkiye kimi desteklerdi lütfen düşünelim…

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ABD'nin sözde Orta Doğu barış planına ilişkin,  2020’de, bir konuşmasında, "Filistin davasına sahip çıkmak insanlık onurudur. Milli Kurtuluş Savaşı'nı veren bir devletin onurudur. Alınan karar dolayısıyla üzgünüz ve asla doğru bulmuyoruz" demişti.

Saadet Partisi'nin çağrısıyla Yenikapı Meydanı'nda düzenlenen "Büyük Kudüs Mitingi"nde, 9 Şubat 2020’de ise "Trump'ın açıkladığı sözde barış planı, yüzyılımızın Haçlı zihniyetidir. Kudüs'ün ortasına bir bomba konmuştur ama o bombanın etkisini gidermek hepimize düşüyor" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ne oldu da şimdi lal kesildi?

Saadet Partisi seçmenine şirin görünüp İslami duygularla oynayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun şapkası düşmüş oldu. Peki Müslümanları, İslamiyeti kimselere bırakmayan, Mayıs seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu’nu “mücahit” ilan eden Saadet Partisi ve Temel Karamollaoğlu’nun bunlardan farkı var mı?

Bugünlerde ana muhalefet partisinin başına geçmek için belediye başkanlığı kaynaklarını şahsi ikbaline akıtan başka bir siyasetçi... 7 Ekim’de başlayan İsrail katliamları ve bugüne kadar şehit edilmiş binlerce Filistinli için sosyal medya hesaplarında o da tek kelime etmemiş. Bunun, ana muhalefet partisine başkan olduğunda ülkeye nasıl bir katkıda bulunabileceğini, nasıl bir vicdana, adalet duygusuna ve her şeyden evvel nasıl bir insanlığa sahip olduğunu düşünün lütfen.

Zalimler karşısında sessizliğe gömülmüş olan ve 10 günü aşkın süredir konuşmayan, dini cemaat görüntülü yapılar, siyasi partiler, odalar, borsalar, sendikalar, bazı medya kuruluşları, hatta üniversiteler ve bilumum sivil toplum kuruluşları…

Bunlardan, zulüm ve katliamlar karşısında sessiz ve tepkisiz kalanlara, neden sustuklarını sorma hakkımız yok mu?

Lütfen herkes düşünsün ve sorsun…

Filistin direnişini onlar da “Hamas Terörü” olarak mı görüyorlar.

Allah korusun; şu anda ülkeyi CHP yönetiyor olsaydı, “İsrail’e dışişleri bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak geldim”  diyen ABD Dışişleri Bakanı Blinken’den farklı davranır mıydı? Filistin’deki katliama karşı CHP niçin susuyor?

Masum Filistinliler bebek, çocuk, kadın, ihtiyar, hasta demeden Siyonist katiller tarafından her gün katledilirken CHP ne düşünüyor? Bilen duyan gören var mı acaba?

Facebook ve Instagram’ın patronu Zuckerberg, Filistin’in dünyadaki en önemli sesi Quds News Network’un hesabını kapattı ve eşiyle birlikte Siyonistlere büyük miktarda para bağışladı. Facebook ve Instagram‘da İsrail’i eleştirenlerin de hesabını engelliyor. Benimki de engellendi.

İşte Batının övündüğü özgürlük anlayışı bu. Batıyı ve Batının sahte değerlerini övdüğün/yücelttiğin ya da onlara uşaklık yaptığın zaman özgürsün(!), onların hoşuna gidenleri yaptığın ve söylediğin kadar değerlisin!

Eğer tercihiniz buysa ki başka izahı yok. Alın o özgürlüğü başınıza çalın…

Haksızlık karşısında dilsiz şeytan olanlara sesleniyorum.

Vicdanınız mı çürüdü?

Kalbiniz mi kurudu?

Kim bilir, belki de yoktu!