Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

ANALİZ: Paralı Askerler, Özel Askeri Şirketler ve Wagner Gerçeği

 Bu yazı 02/07/2023 tarihinde yayımlanmıştır.

*Doç. Dr. Güray ALPAR/SDE Başkanı

 

“Faraziye” kelimesi sözlük anlamı ile “varsayım” demektir. Bir anlamda, gerçekliği bilimsel olarak kanıtlanmamış, kesinleşmemiş ancak var sayılan fikir ve düşünce anlamındadır. Ancak, dikkat edilirse çoğu sosyal olayda yorumcuların, sanki bütün bilgilere sahipmişçesine, daha başından itibaren bu varsayımları ve hal tarzlarını ortaya koymadan, doğrudan sonucu ifade etmeye çalıştığı veya bu doğrultuda maksatlı olarak olayları yönlendirdiği görülüyor. Bu da şüphesiz sonrasında, tıpkı Chilcot Raporunda belirtildiği şekilde (İngiltere’de Chilcot Soruşturma Raporu’na göre, zamanın başbakanı Tony Blair İngiltere’yi, doğru olmadığı halde, Irak’ta kesin delillerle ispatlanan güçlü kitle imha silahları olduğu iddiasıyla savaşa sokmuştu.) geri dönülemez yanlışlara neden olabiliyor.

Bu eksiklik, Wagner’in savaştığı Ukrayna’dan çıkıp, Rusya Savunma Bakanlığına göre 5.000’e yakın askerle Moskova’ya ilerleyişinde de kendisini gösterdi. ABD yetkilileri, her zamanki gibi, bu isyanı önceden bildiklerini iddia ettiler! Hatta, anlayıp dinlemeden, 2017 yılından beri Wagner’e uyguladıkları yaptırımları ertelediklerini bile bildirdiler (Sonradan yine eklediler). Diğer taraftan, Rusya gibi bir ülkenin, aylardır yönetime karşı eleştirilerde bulunan Wagner’in başındaki kişinin, böyle bir hareketini tespit edememesi şaşırtıcı mı? Yoksa belirli oranda göz mü yumuldu? Hava gücü olmayan böyle bir unsurun, daha başlangıçta dağıtılması mümkünken, neden Moskova yakınlarına kadar ilerlemesine izin verildi? En önemlisi, neden bu isyan görüntüsü bir günde sona erdi ve hareketin başındaki kişi bizzat kendi kendisini tasfiye ettiğini açıkladı?

Diğer bir soru ise Putin bu olayda prestij mi kaybetti, yoksa rakiplerinin hareket alanını daha da daraltacak bir konuma mı ulaştı? Rus yetkililer zaten Wagner’i, Savunma Bakanlığına bağlamak niyetinde değil miydi? Bu olayda, söylenildiği gibi Rusya için durum, Ukrayna’da daha mı kötüye gidecek, yoksa Wagner sonrası kısmi bir toparlanma yaşanması mümkün mü? Hapishanelerden çıkarılan suçluların da içinde olduğu 25-30 bin kişilik bir güç, henüz tamamının tasfiye edileceği bile belli olmadan, Rusya gibi bir ülkenin gücünde bir eksilme mi yaratacak, yoksa yapılacak düzenlemelerle güce daha fazla mı katkı sağlayacak? Bu arada olaydan sonra, BBC neden hala, Wagner adına işe alım kayıt işlemlerinin devam ettiğini iddia ediyor (Rainsford, BBC: 30 Haziran 2023)?

Bilinen noktalar olduğu kadar, bilinmeyenler de şimdilik oldukça fazla. Bazıları sanki her türlü resmi bilgiye sahipmiş gibi, geleceğe ilişkin kesin yorumlar yaparken, Beyaz Saray bile yaptığı açıklamada, Rusya'daki Wagner isyanının etkisi hakkında “bilmek için çok erken” demek zorunda kaldı. Bütün bu konuların biraz daha açıklığa kavuşması ve anlaşılması, şüphesiz belli çalışmaları, analizleri ve her şeyden önemlisi “zamanın geçmesini” gerektirmektedir.

Açıklığa kavuşturulması gereken en önemli soru ise: Soğuk Savaş sonrası Irak, Suriye ve Afganistan gibi yerlerde kaybettiği prestijini, Rusya’nın, Ukrayna’ya müdahalesi sayesinde tekrar kazanmaya çalışan ve yarattığı Rus korkusu ile Doğu Avrupa başta olmak üzere, tüm Batıyı kontrolüne almış gibi gözüken ABD, acaba böylesi bir ortamda, Rusya’nın Wagner krizi sebebi ile dağılmasına ve Ukrayna’dan çekilmesine hazır mı?

Konunun daha iyi anlaşılması açısından, paralı asker nedir, özel askeri şirketler ve bunların içinde Wagner’in konumuna biraz daha yakından bakmak gerekmektedir.

Paralı Asker Kavramı

Paralı askerler tarihin her döneminde kullanılmıştır. İstisnalar olmakla birlikte, bu kişiler genel olarak, Fransız Yabancı Lejyonlarında olduğu gibi (Napolyon Savaşları esnasında Fransa’nın nüfusunun önemli oranda azalmasından ve ardından Cezayir Savaşında ülke kayıplarının artmasından dolayı, 1831 yılında oluşturulmuştur), bir savaş ya da muharebe esnasında belirli bir milli ya da manevi hedefi gerçekleştirmekten ziyade, profesyonel bir düşünce ile bu işi bir meslek olarak benimseyip, belirli bir menfaat ve kazanım elde etmeyi hedefleyen yabancılardan oluşur. Cenevre Sözleşmelerine, 1977 yılında, eklenen 1 numaralı Protokol içerisinde paralı asker kavramından bahsedilmektedir.

Bu tanımı yaparken şunu da ifade etmek gerekir ki kendi ülkesi ve hedefleri için savaşanlar, ülke içinde ya da dışında maaş karşılığı savaşsalar dahi, paralı asker tanımı içerisine girmezler.

Paralı askerlerin kullanım alanları ve tarihi analiz edildiğinde, bu askerlerin güçlü olunan ve iyi ücret ödenen dönemlerde, diğer askerlere göre daha profesyonel bir anlayışla görev yaptıkları görüldüğü halde; kriz durumları, sıkışık anlarda veya ödemelerde gecikme gibi durumlarda; disiplinsiz davrandıkları, görevlerini tam yapmadıkları, bazen verilen emirleri umursamadıkları, hatta savaş alanını terk edip gittikleri dahi görülmüştür (Malazgirt Savaşı esnasında Bizans Ordusundaki paralı askerlerin durumu). Devlet adamı ve stratejist Machiavelli’de (1469-1527), dönemindeki paralı askerler hakkında olumsuz değerlendirmeler yapmıştır. Kolayca cepheyi terk etme yanında, güçlü olduklarında yönetime müdahale etme de onların özellikleri arasındadır. Marchiavelli’ye göre paralı askerlerin o dönemde İtalya’da yaygın ve egemen olmasının bir neticesi olarak Fransızlar, kolayca İtalya’yı işgal etmiştir (Marchiavelli, Prens: 2018).

Tabi ki, paralı askerlerin ve şirketlerin bazı alanlarda kullanımı, kontrollü olmak şartıyla, daha ekonomik ve pratik gözükmektedir. Ancak, kontrolsüz hale geldiğinde bu güçlerin, disiplinsiz yapıları ile hukuk dışı yollara sapabildikleri, zorlandıklarında görev alanlarını terk edebildikleri, hatta savaşı ve çatışmaları kendi çıkarları doğrultuşunda değerlendirerek, yönlendirdikleri de görülebilmektedir. Bu nedenle günümüzde bir devletin, öncelikle kendi vatandaşlarından oluşan disiplinli, profesyonel bir kuvveti oluşturması ve bunu gerektiğinde zorunlu askerlik hizmeti ile desteklemesi daha uygun gibi görülmektedir. Bu çeşitlendirme belli bir ölçüde dengeyi sağlayacağı gibi, savunma hizmetinin daha ekonomik olmasına da katkıda bulunacaktır. Hangi alanlarda hangi kuvvetin kullanılacağı ve oranlarının ne olacağına ise ülke ihtiyacına göre yapılacak bilimsel analizler ve askerlik hizmetinde tecrübe kazananlara da danışılarak karar verilecektir.

Özel Askeri Şirketler

-İngiliz Doğu Hindistan Şirketi (1600)

Özel Askeri Şirketlerin, başlangıçta sömürgecilik faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere kurulduğu biliniyor. 1600 yılında kurulan, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, diğer Avrupalı girişimler gibi bir tekeldi. Bugünkü uluslararası büyük şirketler gibi, devletler üzerinde bile etkilere sahipti. Doğu Hindistan Şirketi’nin durumu 17. yüzyıl boyunca giderek düzeldi. Bu şirket zamanla büyüdü ve Hindistan ile ticaret yapan başlıca kurum oldu. Daha sonra ise bu ticareti Çin’e kaydırarak daha da büyüdü. Hindistan’da yerli hükümdarlar, tüccarlar ve Avrupalı rakiplerle yaşanan fırtınalı olaylar, becerikli diplomasi ve rüşvetlere ihtiyaç göstermişti (Heaton, 2005: 287).

Aslında binlerce yıl içerisinden gelen bir birikimle üretilen Hint dokumaları, İngilizlere göre mükemmeldi. İngilizler kalitesiz olsa da kendi ürettikleri dokumaları, Hindistan’da olduğu gibi, gerekirse zor kullanarak satıyordu. İngiltere’de 1701 yılında parlamento bir karar çıkardı. Buna göre, krallığın imalatçılarını teşvik ve yoksulların daha etkili çalıştırılması için menşei İran, Çin ve Hindistan olan mamullerin ve oralarda boyanmış, işlenmiş ve üzerine baskı yapılmış bezlerin giyilmesi yasaklanmıştı. Bu ürünler ancak başka yerlere ihraç etmek için temin edilebiliyordu.

İngilizler, başlangıçta Hindistan bölgesinde sadece kıyılarda birkaç ticari şehri kontrol edebiliyordu ve yörede hemen hemen hiç askeri yoktu. Bu nedenle bölünmeyi desteklediler. Hindistan bölününce de onlar için aradıkları fırsat çıktı. Bu onlar için yeni bir başlangıçtı (Uslubaş ve Dağ, 2007: 227). İngiltere böylece büyüyordu ve 1707 yılından itibaren “Birleşik Krallık” adıyla anılmaya başladı (Roberts, 1996: 335).

Bölgede hâkimiyet sağlamaya başlayan yeni devlet, İngilizlerin o bölgedeki Doğu Hindistan Şirketi (EIC) tarafından, 2000 kişilik yerli kuvvetinin desteğiyle, 1757 yılında ortadan kaldırılmış ve yerine kukla bir hükümet kurularak, bölgedeki gelirlerin toplanması izni alınmıştır. Bu gelirin toplanması ise Avrupalılar için o güne kadar görmedikleri, bir gelir yaratmaya başlamış ve 20 yıl sonra gelir yıllık 7.5 milyon sterlini aşmıştır. İngiliz görevliler, kendi hesaplarına ticaret yapabiliyor ve vergiden muaf oldukları için muazzam miktarda servet edinebiliyorlardı. Böylece yüzyıllardır Avrupa’dan bu bölgeye akan altın ve gümüş artık gönderilmiyor ve üstelik Hindistan’dan elde edilen gelirle büyük bir ordu finanse edilebiliyordu. Bu para İngiltere için ilave gelir kaynağıydı. Bir diğer konu ise İngilizlerin aldığından daha fazla malı Hindistan’a satmayı, prensip olarak benimsetmeleriydi.

-Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (1602)

Hollanda’nın Doğu Hindistan Şirketi, modern şirket gelişiminde, İngilizlerin Doğu Hindistan Kampanyası’nın ardından, ikinci Avrupalı anonim şirketti. Hollanda’nın sömürgecilik faaliyetlerini yürütmek üzere 1602 yılında kurulmuştu. Dünyanın ilk çok uluslu şirketi olduğu kabul edilir ayrıca hisse senedi çıkartan ilk şirkettir.

Bu şirket kendi ordusunu kuracak, savaş açacak, yabancı ülkeleri sömürgeleştirecekti. Şirketin, silahlı kuvvet bulundurma, kaleler inşa etme ve Asya’daki ülkelerle antlaşma yapma gibi yetkileri vardı (Ames, 2008: 102-103). Şirketin başkanı 1618 yılında Java Adasını yeni başkenti yaparken “Savaşsız ticaret, ticaretsiz savaş olmaz” diyordu (Göksoy, 1998: 232-234).

Şirket, 1821 yılında bir filo ile Banda Adası’na geldi ve nüfusun neredeyse tamamı olan 15.000’den fazla insanı katletti. Sadece Hindistan’da cevizi kabuğu üretimiyle ilgili temel bilgi sahibi, bir avuç insan bırakılmıştı. Adada kimse kalmadığından daha sonra üretim için köle ithal edildi. Bu suretle Hollandalılar baharatların üretimini % 60 azaltarak, fiyatını iki katına çıkarmayı başardılar. Sonra bu stratejiyi bütün Güneydoğu Asya’da uyguladılar. Hollandalıların şerrinden korkan birçok bölge ülkesi, üretimlerini kendi istekleriyle kıstı. 1620 yılında Java Adası’ndaki Banten Devleti, Hollandalılar belki kendilerini rahat bırakır düşüncesiyle, bütün biber ağaçlarını kendileri kesti. Kentler boşaldı, nüfus azaldı.

-Günümüzün Özel Askeri Şirketleri

Özel Askeri Şirketler, silahlı ya da silahsız olarak, askeri ve güvenlik operasyonları ile koruma hizmetleri yürüten, gerektiğinde müşterilerine istihbarat ve lojistik destek sağlayan veya danışmanlık hizmeti sunan kâr amaçlı kuruluşlardır. Bugün dünyada, ABD, İngiltere, İsrail başta olmak üzere, yüzlerce askeri şirket bulunmaktadır (Zabcı, 2018: 4). 1996 yılında kurulan ABD şirketi Blackwater yanında, 2014 yılında kurulan Rus Wagner şirketi bunlar arasında öne çıkmış olanlar. ICIJ tarafından yapılan bir araştırmaya göre, özel askeri şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkeler 110’un üzerinde ve genellikle Afrika, Güney Amerika ve Asya kıtasında faaliyet gösteriyorlar (ICIJ Raporu, 28 Ekim 2002: 1-3). 2010 yılında bu rakam bilindiği şekliyle 150’yi geçmiştir. Şüphesiz günümüzde, Özel Askeri Şirketlerin sayısı, faaliyette bulundukları bölgeler ve kazançları giderek artıyor.

Bu şirketlerin içinde yer aldığı yıllık 200 milyar doları geçen bir endüstriden söz ediliyor. Özel askeri şirketlerin kurulduğu ülkeler genellikle; Amerika, İngiltere ve Güney Afrika. Çalıştıkları yerlerin başında ise, Afrika, Güney Amerika ve Asya geliyor.

Gerçekte, Soğuk Savaş Döneminin sona ermesi, orduların ve istihbarat teşkilatlarının küçülmesi ve personelinin terhis olması yanında, ağır silahlar dahil, silah ve teçhizatın piyasadan temin edilebilir hale gelmesi ve yine bu dönemde ortaya çıkan etnik çatışmalar, karışıklıklar, organize suç örgütleri nedeniyle askeri ve güvenlik operasyonlarının da özelleştirilmesi gündeme gelmiştir. Diğer bir neden de askeri operasyonlar için halk desteğini almanın giderek daha da zorlaşmaya başlamasıydı ve özel güvenlik şirketleri, bu ihtiyaca pratik anlamda süratle cevap veriyordu.

1990’lı yılların başından itibaren, bir ABD şirketi olan MPRI (Military Professional Resources Incorporated), Sırplara karşı Hırvatistan ve Bosna askeri kuvvetlerinin eğitiminde kullanılmıştı (Jackson, 2002: 35,36). Yine aynı yıllarda, Güney Afrika kökenli Executive Outcomes şirketi yanında, İsrailli Levdan, İngiliz Sandline ve Amerikan MPRI şirketlerinin de Afrika’daki ekonomik değeri olan kriz bölgelerine müdahale ettikleri biliniyor.

-Özel Askeri Şirketlerin, Uluslararası Hukuka Aykırı Faaliyetleri

Özel Askeri Şirket personeli, genelde, emekli olmuş ya da ordudan ayrılmış paraya ihtiyacı olan özel eğitim görmüş askerler ile para karşılığı macera ve heyecan arayan kişilerden oluşur. Bunun yanında ülkelerine bağlılık taşıyan ve bu nedenle katılmış olanlar da vardır.  

Geçici oldukları için genelde bağlılık ve disiplinleri, ödenen paranın miktarı ile orantılıdır ve zor şartlarda düzenli bir askeri birliğin kuralları gibi bağlayıcı kuralları olmadığından, sistem dışına çıkma ihtimalleri yüksektir (Singer, 2001/2002: 6). Afganistan, Irak, Suriye ve bazı Afrika ülkelerinde görevlendirilen şirket askerlerinin karıştıkları yasa dışı olaylar değerlendirildiğinde, bu konuda uluslararası bir düzenlemenin yapılması ve bağlayıcı hükümlerin konulmasının gereği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

ABD şirketi Blackwater’da (Kurucusu Eric Pirnce tarafından ismi Academi olarak değiştirilmiştir) çalışan bazı personelin maaşlarının 15 bin doların üzerinde olduğu ve adeta bir “özel güvenlik alt güvenlik kültürünün” oluştuğu biliniyor. Şirkette, 1990 yılına kadar Şili’yi diktatörlükle yöneten Pinochet döneminde eğitilmiş, eski askerler bile istihdam edilmişti.

Şirket kâr amaçlıydı ve ABD resmi soruşturmalarına da girdiği şekilde bunu gerçekleştirmek için, savaşı uzatmak dahil, birçok yolu deniyordu. Wall Street Journal gazetesi, bu şirketin ABD’nin, Afganistan’dan çekilişi esnasında tahliye olmak isteyenleri 6500 dolara Kabil Havalimanına kadar getirdiğini yazmıştı. Şirket mensuplarının karıştığı birçok başka suçlar da bulunmaktadır. Örneğin: Blackwater askerleri 2007 yılında Irak’ta 17 sivilin kasten öldürülmesi ile suçlanarak hâkim karşısına çıktı ancak askerler, daha sonra dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından affedildi.

2010 yılındaki meşhur Wikileaks belgelerinde de Blackwater çalışanlarının Irak’ta bir araca hukuksuz bir şekilde ateş açarak bir babayı öldürdüğü, eşini ve kızını da yaraladığı iddiaları yer almıştı. Bu olaylar dolayısıyla, ilk olayda adli süreç başladığında, şirket adını 2009 yılında "Xe Service", bir yıl sonra da “Academi” olarak değiştirdi.

Özel askeri şirketler, uluslararası hukuk da herhangi bir düzenlemeye tabi değiller. Bu ise onlara, Kolombiya da faaliyet gösteren şirketlerde olduğu gibi, düzenli ordulara göre daha serbest bir hareket imkânı sağlıyor. Ancak, diğer yandan insan hakları başta olmak üzere, birçok ülkede hukuksuz faaliyetlerine de rastlanıyor. Gana’da altın madenlerinin güvenliğini sağlayan şirketin, 1990’lı yıllar boyunca buradaki madencilere yönelik işkence ve öldürme olayları gerçekleştirdiği ve yine aynı şekilde Angola ve Nijerya’daki petrol bölgelerinde de yoğun insan hakları ihlalleri yaşandığı incelemeler sonucu ortaya konulmuştur (Vallette ve Chatterjee, 2003). 2011 yılında Angloogold Ashanti Şirketi, Gana'da, “kötü kurumsal davranışlar” açısından en kötü şirket ilan edilmişti.

Paralı askerlerin faaliyetlerini izlemek üzere görevlendirilen bir Birleşmiş Milletler Raportörü’nün söyledikleri önemlidir: “Paralı askerlerin faaliyetleri, son kırk yıldır, halkların kendi kaderlerini belirleme haklarını kullanmalarını engellemek ve insan haklarını ihlal etmek için devreye sokulan bir şiddet biçimidir” (Taulbee, 2002: 7).

Wagner

Şüphesiz diğer Özel Askeri Şirketler için geçerli olan handikaplar, Rusya’nın kendi ulusal çıkarlarını gerçekleştirmek için oluşturduğu Wagner için de geçerli.

Wagner Grubu olarak bilinen ve paralı askerlerden ve sivillerden oluşan Wagner, Rusya’ya ait yarı askeri bir güç olarak biliniyor. Çoğu, geçmişte Rusya'nın seçkin birliklerinde ve özel kuvvetlerinde görev yapmış askerlerden oluşan Wagner, genel olarak Rus Ordusunun, resmi ve yasal olarak faaliyet gösteremediği alanlarda faaliyet gösteriyor. Yani açıkça devlet destekli ancak birçok yerdeki faaliyetleri Rusya tarafından bilindiği halde, çoğu zaman kabul edilmiyordu. Bunun nedeni ise dış müdahalelerde kayıp sayısı ve maliyetlerin kamuoyundan gizlenmek istenmesinin yanında, yapılan suikast ve yasa dışı operasyonların, Rusya devletine olan ve olacak sorumluluğundan kurtulmak isteniyor olması.

Wagner, 2014 yılında, Rusya Devlet Başkanı Putin’e yakınlığı ile bilinen Yevgeni Prigozhin tarafından kuruldu (Prigozhin, bu grupla ilişkisini uzun yıllar inkâr ettikten sonra, 2022 yılı eylül ayında Wagner’i kurduğunu kabul etti). 1961 doğumlu Prigozhin asker kökenli değil. Üstelik, Sovyetler Birliği döneminde, 1981 yılında, soygun ve hırsızlık gibi suçlardan 12 yıl hapis cezası almış ve bir süre hapis yatmış birisi.  Hapisten çıktıktan sonra St. Petersburg’da yemek sektörüne girerek işlerin zamanla büyütmüştü. Daha sonra da Putin’e yakınlığı dolayısıyla bu işlerini daha da genişleterek, Kırım’ın, Ruslar tarafından işgali sırasında özel bir askeri şirket kurmuştur.

Wagner’in bugüne kadar; Suriye, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali gibi bölgeler yanında, Ukrayna’daki çatışmalarda da aktif olarak görev aldığı görüldü. Faaliyette bulunduğu ülke sayısı 30’un üzerinde. Rusya’daki yasalara göre özel şirket faaliyetleri yasak olduğundan, şirket 2016 yılı itibarıyla Arjantin’de kayıtlı durumdaydı. Rusya'da paralı askerler teknik olarak yasa dışı olsa da Wagner, 2022'de şirket olarak tescil edildi. Şirketin operasyonlarını, Rusya Savunma Bakanlığı ve istihbarat kolu GRU ile ayrıntılı bir şekilde koordine ettiği biliniyor.

Şirketin, 2016 yılında mevcudu 1000 civarında iken bu sayının bir sonraki yıl 6.000’i aştığı görüldü. Prigozhin, 2022'de Rus mahkumları da Wagner'in bünyesine katarak grubun savaşçılarının sayısını artırdı. 2023 yılı başındaki mevcudunun yine Prigozhin’in ifadesi ile 50.000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bir savaşçı birkaç bin dolar (Libya’da görev yapan bir personele ödenen en düşük maaş 2.500 doları aşıyor ve sorumluluğu arttıkça bu ücret de artıyor) maaş alabildiği gibi ölümünde de ailesine 50.000 avro civarında bir para ödeniyor. Bu da özellikle eski askerleri ve hareketli ortamı sevenlerin Wagner’e katılımını cazip hale getiriyor.

Mevcuduna ilişkin rakamlar bazı durumlarda abartılı olabiliyor. Örneğin, Pentagon Sözcüsü iken ABD Ulusal Güvenlik Konseyine atanan John Kirby, 2022 yılı sonlarında, sadece Ukrayna’daki Wagner grubunun sayısının 10.000’i müteahhit olmak üzere 50.000’i bulduğunu söylemişti. Bunların bir kısmı da hükümlülerden oluşuyordu. Wagner, Rusya'nın, Ukrayna'nın doğusundaki Bakhmut şehrini ele geçirmesinde büyük rol oynadı. Wagner’in kurucusu Prigozhin, şiddetli çatışmaların yaşandığı Bakhmut’ta Wagner’e bağlı 20.000 askerin öldüğünü bizzat kendisi açıklamıştı. Gerçekte Ukrayna’daki bu sayının 25.000 civarında bulunduğu, ancak diğer bölgelerdeki Wagner mensupları ile birlikte toplam sayının 50.000 civarında olduğu değerlendiriliyor.

Wagner’in bazı operasyonları, faaliyette bulunduğu ülkelerdeki diğer güç unsurlarının tepkisini çekiyor. Örneğin, 2018 yılı şubat ayında, Suriye’nin Deyrizor bölgesinde, sözde Suriye Demokratik Güçleri ve ABD kuvvetlerinin el koyduğu petrol kuyularına karşı gerçekleştirdikleri operasyonda, bir ABD karşı saldırısında ağır kayıplar verdiler. Wagner'in paralı askerleri 2015'ten beri Suriye'de, hükümet yanlısı güçlerle yan yana savaşıyor ve bazı petrol sahalarını koruyor.

Şirket, Afrika’da Libya yanında; Sudan, Mozambik, Burkina Faso, Madagaskar, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Orta Afrika Cumhuriyeti, ülkedeki elmas madenlerini korumak için Wagner'i kullanıyor. Grubun Sudan'daki altın madenlerini de koruduğu iddia ediliyor. Bu da aynı şekilde bu bölgelerde, daha önce tekel olarak ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Fransa, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin tepkisini çekiyor. Bundan dolayı bu ülkelerin yetkilileri sürekli Wagner’i suçluyor. Alman istihbaratı, Wagner birliklerinin, Mart 2022'de, Ukrayna/Buça'da sivilleri de katletmiş olabileceği görüşünde. Ukraynalı Savcılar, bu grubun üyelerinin, Nisan 2022 tarihinde, Rus birlikleriyle birlikte Ukrayna'nın başkenti Kiev yakınlarında sivilleri öldürdüğünü ve işkence yaptığını söylüyor. Birleşmiş Milletler ve Fransa hükümeti, Wagner mensuplarını, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde sivillere tecavüz etmek ve soygun yapmakla suçluyor. 2020 yılında ise ABD ordusu, Wagner'in paralı askerlerini, Libya'nın başkenti Trablus'a ve çevresine kara mayınları ve diğer patlayıcı cihazlar yerleştirmekle suçladı. ABD Hazine Bakanlığı da Prigozhin'in, sahip olduğu maden şirketlerini zenginleştirmek için Wagner'i kullandığı görüşünde ve bu nedenle ona ait şirketlere yaptırım uygulanıyor. Bunun yanında ABD, Ocak 2023'te Wagner'i "ulusötesi suç örgütü" olarak tanımlayacağını açıkladı.

Bunun yanında bu ülkelerin medyası ve yayın kanalları da sürekli Wagner’e ait insan hakları ihlalleri üzerine yoğunlaşmış durumda. Örneğin, BBC, “Wagner Grubu: BBC, paralı askerlerin Libya’da işlenen savaş suçlarıyla ve Rusya ordusuyla bağlantısını ortaya çıkardı” başlıklı yazısında bunu ortaya koyuyor (Barabanov ve İbrahim, BBC: 11 Agustos 2021). Euronews ise Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Wagner varlığını araştıran 3 Rus gazetecinin cinayete kurban gittiğini ve ABD Dışişleri Bakanlığından David Schenker’in Wagner’i büyük çaplı sivil öldürme hayaletleri olarak tanımlandığını gündeme taşıyor (Bağ ve Montalto, Euronews).

Wagner’in 23’e yakın Afrika ülkesinde faaliyette bulunduğu tahmin ediliyor. Wagner’in Afrika’daki faaliyetlerinden en fazla rahatsızlık duyan ülke ise doğal olarak Fransa. Bunun en başta gelen nedeni Wagner’in faaliyette bulunduğu bölgeler, genel olarak bugüne kadar Fransa’nın tekel konumunda olduğu yerler. 2023 yılı mayıs ayında Fransız Ulusal Meclisi, mecliste temsil edilen tüm siyasi grupların destek vermesi ile Avrupa Birliği'nin, Rus güvenlik şirketi Wagner’i "terör örgütü" listesine alma çağrısı yapan karar tasarısını kabul etti. İngiltere İçişleri Bakanlığı da benzer bir çalışmayı yapıyordu. Fransız yönetimi, başta Mali olmak üzere Wagner’i, Batı Afrika’da Fransa çıkarlarına karşı kampanya yürütmekle de suçluyor. Bu ülkelerin değerlendirme uzmanları, Afrika’da faaliyet gösteren Wagner elemanlarının, Rusya Savunma Bakanlığı tarafından desteklenmemesi durumunda, işsiz kalabileceklerini ve bunun da faaliyette bulunduğu bölgelerde karışıklıklara yol açabileceği yorumunu yapıyor. Diğer taraftan, Rusya tarafından yapılan açıklamalar, sanki Wagner’in Savunma Bakanlığının bağlısı olarak bundan öncekinden daha etkin kullanılabileceği ve bugüne kadar girmediği diğer ülkelerde de kullanılabileceğini gösteriyor.

Her şeye rağmen Wagner’in, Afrika ülkelerinden Orta Afrika Cumhuriyeti ile Mali’de kullanımının, bu ülkelerin istikrarını ve güvenliğini kısmen sağladığı görülüyor. Fransa bu nedenle, teröre karşı bölge halkının güvenliğini sağladığını iddia ettiği Mali’de, yıllarca sürdürdüğü operasyonlarını sonlandırmak ve geri çekilmek zorunda kaldı. Fransa’nın bu çekilişi muhtemelen önümüzdeki yıllarda diğer bölgelere de yayılacak gibi görülüyor.

Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki Wagner faaliyetleri, 2017 yılından beri devam ediyor. Rusya ve bu ülke arasındaki Güvenlik İş birliği Anlaşması, isyancılara karşı yüzlerce Rus askerinin bu ülkeye, askeri eğitim amaçlı, gelmesini sağladı. Wagner elemanları da zaman geçtikçe bu ülkedeki ekonomik ve güvenlik sağlama girişimlerini artırdı. 2020 yılında gerçekleşen isyana karşı başarı ise hükümeti, kritik tesislerin korunmasında Wagner’e olan bağımlılığını sağladı. Fransız haber ajansı RFI’ye göre, Orta Afrika’da 800 ila 2000 arasında Rus paralı askeri var. Moskova ise Orta Afrika’da, resmi olarak yalnızca 535 uzmanının çalıştığını doğruladı. 31 Mart 2021’de yayınlanan bir BM raporunda, Wagner Group yanında, bu gruba bağlı Sewa Güvenlik Hizmetleri ve Lobaye Invest SARLU olmak üzere Rusya’ya ile ilgili üç askeri şirketten bahsediliyor.

Orta Afrika’nın Rusya ile iş birliği, 1960’lar ve 1970’lerin Sovyet dönemine kadar uzanıyor. 2017 yılında Orta Afrika Cumhuriyeti ve Rusya Devlet Başkanlarının birebir görüşmesinden sonra, silah ambargosuna rağmen Rusya, BM’den Orta Afrika’ya; Kalaşnikof tüfekleri, tabancalar, bomba atarları ve uçaksavar füzeleri gibi silahlar sağlama izni aldı. 2018 yılında ise iki devlet başkanı askeri destek karşılığında; altın, elmas ve uranyum açısından zengin bölgelerdeki Rus şirketlerine, madencilik lisansları verilmesi konusunda anlaştı.

2021 yılı sonlarında itibaren Wagner’in, her ne kadar Mali yetkilileri reddetseler ve Rus askeri eğitmenlerden destek aldıklarını iddia etseler de yaklaşık 1000 kadar elemanı ile Mali ülkesinde faaliyet göstermeye başladığı iddia ediliyor. Mali Dışişleri Bakanı Abdoulaye Diop’un, haziran ayında BM barış gücü askerlerine yaptığı derhal geri çekilmeleri çağrısıyla, Mali'nin, Rus desteğine olan artan bağımlılığı da belirginleşti. Wagner elemanlarının, Fransız askerlerinin boşalttığı kışlalara yerleştiği de biliniyor.

Rus yönetiminin Wagner’i, Rusya’nın Ortadoğu ve Afrika’daki varlığını arttırmak ve ekonomik ilişkilerini geliştirmek için kullandığı biliniyor. Rusya, Wagner aracılığıyla otokratlarla, ülke liderleriyle güvenlik ittifakları kuruyor. Fransa ve ABD ise Wagner’i bu ülkelerin doğal kaynaklarını sömürmekle suçluyor. ABD Maliye Bakanlığı yapmış olduğu bir açıklamada, Wagner Grubu’nun dünya genelinde “güvensizlik ortamlarından yararlandığını, ulusların güvenlik, refah ve insan haklarını tehdit eden suçlar işlediğini ve ülkelerin doğal kaynaklarını sömürdüğünü” ifade etti. Gerçekte ise Rusya’nın bütün Afrika ülkelerine yönelik ticaret hacmi, ancak son dönemde 20 milyar doları biraz aşabildi ve Çin’e göre bu oran neredeyse 13 kat daha düşük.

Diğer taraftan; 1960 yılından günümüze kadar, Afrika’da 70’den fazla askeri müdahale gerçekleştiren Fransa, Afrika ülkeleri sayesinde elde ettiği gücü kaybetmek istemiyor ve bu nedenle kendisine tehdit olarak gördüğü bazı devletleri kıtadan uzaklaştırmak için bütün alanlarda sınırsızca mücadele ediyor. Fransız "Total" şirketinin, doğalgaz ve petrol üretiminin yüzde 28'i Afrika'ya dayanıyor. Fransız petrol arzının yüzde 36,4'ü ise Afrika'dan geliyor. Afrika ülkelerinin döviz rezervlerinin yüzde 50'den fazlası da Fransa'da tutuluyor. Bu Fransa için çok önemli. Ancak Fransa’nın, bunu uzun süre devam ettirmesi mümkün gözükmüyor. Afrika ülkelerinde Fransa’ya yönelik tepkilerin giderek arttığı gözlemleniyor.

Yaratılan Sömürge İmparatorluğu, 1950 yılında Fransız dış ticaret hacminin yüzde 60'ını temsil ediyordu. Fransa’nın Afrika'ya ihracatı 1970 ile 2006 arasında, 13 milyar dolardan 28 milyar dolara yükselmişti. Ancak başka rakiplerin de ortaya çıkması ile Afrika'nın Fransa'nın ihracatındaki payı 1970 yılında yüzde 8,7 iken, 2015'te yüzde 5'e düştü. Bu oranın günümüzde giderek daha da düştüğü açıkça ortada.

Bazı konuları açıklamak ve olayın derinliğini anlamak, çoğu zaman disiplinlerarası bir çalışmayı gerektiriyor. Görünüşte, Wagner tarafından Rusya Yönetimine yönelik bir kalkışmanın olduğu doğrudur. Karşılıklı suçlamaların da mevcut olduğu aleni. Ancak, Wagner’in başındaki Prigozhin’in aylar öncesinden başlayan serzenişlerinin, Rus yönetiminin Wagner grubunun daha etkin kullanmak için kontrol altına alma çalışmalarının ve Prigozhin’in kendi kurduğu grubu lağvettiğini sessiz sedasız kendisinin ifade etmesinin de dikkate alınması gerekiyor. Kaldı ki, bu grup üyelerinin büyük bir kısmının ülkesini sevdiği de bir gerçek, grup üyelerinin hepsinin de isyana kalkışmadığı, Belarus’daki Wagner varlığının daha şimdiden Polonya gibi ülkeleri rahatsız etmeye başladığı da.

Diğer taraftan Moskova yönetimi, Wagner paralı asker grubu ayaklanmasının, Rusya'nın Ukrayna'daki faaliyetlerini etkilemeyeceğini vurgulamaya devam ediyor. İsyanın hemen arkasından Rusya’nın, Kramatorsk’a saldırılarında iki Ukraynalı general ile 50 askerin öldürüldüğü açıklamasını da bu bağlamda yorumlamak gerekiyor.

Peki ne olacak derseniz, muhtemelen Rus lideri Putin bu olaydan sonra, yerini daha da sağlamlaştırmaya çalışacak ve Wagner güçlerini tamamen tasfiye etmeyerek yeniden teşkilatlandıracak, kendisine daha fazla bağlayacak ve daha etkin olarak Afrika başta olmak üzere kullanmaya devam ederken; ABD, Rus korkusunu kullanarak, Avrupa ve Batı üzerindeki hakimiyetini devam ettirmeye çalışacak ve oluşturduğu baskı ortamı ile silahlarını satmaya devam edecek gözüküyor (Olaydan sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Çekya’ya 5.6 milyar dolarlık 24 adet F-35, Polonya’ya 15 milyar dolarlık Patriot Füzesi, Tayvan’a 440 milyon dolarlık silah satışına onay verildiğini açıkladı. Bugüne kadar topraklarında savaş görmeyen Avustralya ise dünyanın kişi başına en fazla savunma harcaması yapan ülkesi konumuna geldi. Son olarak hükümet 12 milyar dolarlık askeri harcama yapacağını açıkladı.) Polonya Başbakanı Mateusz Morowecki ise daha şimdiden, NATO’nun kabul etmesi durumunda, ülkesinde nükleer silahların konuşlandırılmasına hazır olduklarını açıkladı bile.

Kaynakça:

Ames, Glenn J. (2008). The Globe Encompassed: The Age of European Discovery: 1500-1700, Pearson Prentice Hall: New Jersey, US.

Bağ Mustafa ve Montalto. Euronews. Yevgeny Prigozhin'in liderlik ettiği Rus paralı asker grubu Wagner kimdir? https://tr.euronews.com/2020/05/25/libya-da-hafter-ile-birlikte-savasan-rus-paral-savasc-lar-kimler (Alıntı Tarihi: 28 Haziran 2023).

Barabanov İlya ve İbrahim Nader. (11 Ağustos 2021). BBC Rusça Servisi & BBC Arapça Servisi, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58172472.

Göksoy, İsmail Hakkı. (1998). “Hollanda Doğu Hindistan Şirketi”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi Cilt 18: İstanbul.

Heaton, Herbert. (2005). Avrupa İktisat Tarihi, Çev.  M. Ali Kılıçbay, Paragraf Yayınevi: Ankara.

ICIJ Raporu (28 Ekim 2002). “Öldürücü Temel Bulgular Elde Etmek, https://www.icij.org/investigations/makingkilling/about-project/.

Jackson, Paul. (2002). “War is Much Too Serious a Thing to be Left to Military Men’: Private Military Companies, Combat and Regulation”, Civil War, Vol.5, No.4.

Marchiavelli, Niccolo. (2018). Prens, Can Yayınları: İstanbul.

Roberts, J. M. (1996). Avrupa Tarihi, Çev. Fethi Aytuna, İnkılap Yayınları: İstanbul.

Singer, Peter W. (Winter 2001/2002). “Corporate Warriors: The Rise and Ramifications of the Privatized Military Industry”, International Security, Vol.26, No.3.

Taulbee, James Larry. (2002). “The Privatization of Security: Modern Conflict.

Uslubaş ve Dağ. (2007). Dünya Tarihi, Karma Kitaplar: İstanbul.

Vallette, Jim ve Chatterjee, Prapat. (2003). “Guarding the Oil Underworld in Iraq”, 21 Eylül 2003: CorpWatch, http://www.corpwatch.org/issues/PID. jsp?articleiol=8328.

Zabcı, Filiz Çulha. (2018). Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, TASAM Stratejik Rapor No: 56.