Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Batmayan Uçak Gemisi Kıbrıs

Bu yazı 14/10/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

*Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

 

Osmanlı İmparatorluğu 1571'de Kıbrıs'ı fethederek 1489'dan beri devam eden Venedik hakimiyetine son vermiştir.

1571 yılında padişah II. Selim döneminde Kıbrıs Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Kıbrıs Adası 1571-1878 arasında 307 yıl Türklerin hakimiyetinde kalmıştır.

İngiltere hem Hindistan sömürge yolunun güvenliğini sağlamak hem de Anadolu'yu daha yakından kontrol edebilmek için Kıbrıs'ı kendi kontrolüne almak istedi. 1878 yılında Osmanlı Devleti'nin Rusya karşısında aldığı mağlubiyet İngiltere'ye bu fırsatı verecektir. Neticede 4 Haziran 1878 yılında İmzalanan Berlin Anlaşması ile İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu'na destek vermesi için Kıbrıs adasının yönetimi geçici olarak İngiltere'ye verilmiştir. Kıbrıs Adası'nda İngiliz yönetimi 1878-1960 yılına kadar devam etmiştir.

11 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşması İngiltere, Türkiye, Yunanistan ile Kıbrıs'ta yaşayan Rum ve Türk toplumları arasında imzalanmıştır. 16 Ağustos 1960 yılında imzalanan Londra Antlaşması ile Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur.

İngiltere, Yunanistan ve Türkiye bu anlaşma ile garantör devletler olmuşlardır. 1960 Anlaşması ile Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuş ancak Rumlar ve Yunanlılar Türkleri adadan çıkarmak için EOKA tethiş Örgütü'nü kurarak Türklere imha harekatını başlatmışlardır.

1963 yılında Türkleri imha etmek ve ENOSİS’i gerçekleştirmek için Türk köylerine kanlı saldırılar başlatmışlardır. Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti şeklen var olsa da uygulamada yok olmuştur.

EOKA’ya karşı Türkler 1958 yılında TMT( Türk Mukavemet Teşkilatı)’yi kurarak kendilerini savunmaya başlamışlardır.

Rumlar ve Yunanlılar 1967 yılında da Türkleri imha etmek, adayı Yunanistan'a bağlamak(ENOSİS’i gerçekleştirmek için) geniş çaplı saldırılar başlattılar. Türkleri imha etmek için hazırladıkları AGRİTAS planını uygulamak istediler. Türkiye'nin baskıları ve Türk uçaklarının Ada üzerinde uçuşları Rum ve Yunanlıların bu planını önledi.

15 Temmuz 1974 yılında Nikos Sampson ve ENOSİS yanlıları ihtilal yaparak adayı Yunanistan'a bağlamak istediler. Makarios İngiliz üstüne sığındı ve adayı terk etti. Türkiye Kıbrıs Türklerine korumak, adanın Yunanistan'a bağlanmasını yani ENOSİS'i önlemek için garantör devlet olarak 20 Temmuz 1974'te denizden çıkarma, havadan atma ve indirme yaparak adaya müdahale etti. 20 Temmuz-22 Temmuz 1974 1. Barış Harekatı, 14 Ağustos-16 Ağustos 1974 2. Barış Harekatı ile Anadolu'da kalıcı barış sağlandı. Türkiye Ada’ya barışı getirdi.

-13 Şubat 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.

-15 Kasım 1983 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi toplanarak oy birliği ile aldığı kararla, KKTC(Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)’yi ilan etti.

Anadolu'nun savunması Kıbrıs'tan başlar. Anadolu'nun savunması için stratejik büyük önemi olan KKTC'den Türkiye'nin vazgeçeceğini, yeniden Federasyonu görüşeceğini, Rum yönetimi ile AB’nin Kıbrıs'a sahip olacağını sananlar varsa bunlarda;

-ya ideolojik körlük vardır

-ya da bunlar geri zekalıdır.

Kıbrıs'ta tek çözüm vardır. KKTC'nin tanınması ve iki devletli çözümdür.

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış harekatıyla Rumların ve Yunanlıların EOKA ve ENOS hayalleri ölmüştür. Bu hayaller Akdeniz'in derin sularına gömülmüştür. Şunu herkes bilmelidir; Türkiye Kıbrıs Türkünün ve KKTC'nin sonsuza kadar arkasında ve desteğindedir. Türkiye'nin Kıbrıs Türklerini Yunan, Rum ve AB üçlüsünün kollarına atacağını sananların aklından şüphe ederim.

Kıbrıs Adası Doğu Akdeniz'de her geçen gün stratejik önemi artan batmayan bir uçak gemisidir. Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı batmayan bu uçak gemisini Rum, Yunan ve AB’ye teslim etmeyecektir. Artık bunu anlasınlar.

KKTC ve Türkiye'nin Kıbrıs'ta alacağı tedbirler;

- KKTC'nin Türk Devletler Teşkilatı’na tam üye olmasını sağlamak

-Türkiye KKTC güçlü bir deniz üssü kurmalıdır.

-Geçitkale hava üssünde İHA-SİHA’lar bulundurulmalıdır ve Geçitkale Havaalanı civarındaki araziler kesinlikle yabancılara satılmamalıdır.

-Anamur suyunun verildiği ve sulu tarımın yapılacağı Mesarya Ovası’nda yabancılara arazi satılmamalıdır.

-Karpaz Bölgesi doğal sit alanı ilan edilmelidir. Bu bölgede konut yapımına izin verilmemelidir. Yabancılara toprak satılmamalıdır.

-Bir ada ülkesi olan KKTC topraklarının sınırlı olduğu objektif bir gerçektir. Yabancılara sadece bir konut, en fazla 2 dönüm arazi satılmalıdır.

-Kontrolsüz sitelerin yapımına izin verilmemelidir.

-Yatırım amaçlı uzun vadeli kiralama için bankaya en az 30 milyon euro yatırılmalıdır.

-Sırf yabancıların oturacağı sitelere İzin verilmemelidir.

-Yiğitler-Pile Yolu kesinlikle açılmalıdır.

-Özellikle vakıflara ait sahiller halka açık plaj olarak kullanılmalıdır.

-Yavuz Çıkarma Sahili tarihi ve milli ruhuna uygun hale getirilmeli, açık müze ve ücretsiz halk plajı olmalı. Bu bölge sit alanını ilan edilmeli, özgürlük ve barış milli parkına dahil edilmelidir.

-Türkiye, KKTC, TMT sevdalısı 2 devletli çözümü savunan her kim varsa onlara yapılan baskılar önlenmelidir.

- AB, ABD, İngiltere, Almanya, Norveç, Fransa gibi ülkelerin büyükelçilikleri ve Rum yönetimi tarafından fonlanan çete mensupları, siyasi partiler, STK'lar, medyada faaliyet gösteren her kim varsa bunların KKTC ve Türkiye hakkında yaptıkları menfi yayınlar ve kötü propagandalara müsaade edilmemelidir.

-Erenköy direnişinin Kıbrıs Türk halkının milli mücadelesindeki yeri, Çanakkale Savaşı'nın Türk halkının mücadelesindeki ruhu ile denktir. Bu nedenle Erenköy açık müze olarak kullanılmalıdır. Erenköy milli mücadelenin şahlanışıdır.

-Yeşilırmak üzerinden Erenköy'e karayolu bağlantısı sağlanmalıdır.

-Erenköy'e denizden bağlantı sağlayacak iki gemi Magosa-Girne-Erenköy hattında en kısa zamanda faaliyete alınmalıdır.

-Kıbrıs gazilerine ve çocuklarına KKTC vatandaşlığı verilmelidir. KKTC'nin nüfusu artırılmalıdır.

-Çeşitli paneller ve geziler ile Kıbrıs'ın önemi gençlere anlatılmalıdır. Barış harekatında savaşın yapıldığı alanlar zaman içerisinde açık hava müzesi haline getirilmelidir.

-Kıbrıs'a yapılan deniz ve hava ulaşımının sayısı artırılmalıdır.

-Birleşmiş Milletler Barış Gücünün KKTC'de faaliyet yapması için KKTC makamları ile yazılı bir anlaşma yapmasının zamanı gelmiştir. Birleşmiş Milletler Barış Gücü KKTC'nin egemenliğine ve Kıbrıs Türklerinin en temel insani ihtiyaçlarına yönelik çifte standartlı tutumundan vazgeçmelidir. Birleşmiş Milletler Barış Gücü KKTC'nin egemenliğini tanımalıdır. Barış gücünün görev süresi 1 Aralık'ta bir yıl bir yıl uzatılacak. KKTC ile anlaşma yapmadıkları takdirde Ocak 2024'ten itibaren KKTC'ye sokulmamalı. Gazi Magosa ve Lefke’deki kampları boşaltılmalı. Maraş'taki gözetleme noktaları kaldırılmalıdır.

-Rum yönetiminin BM Barış Gücü vasıtası ile Karpaz Bölgesi’nde yaşayan Rumlara gönderdiği gıda yardımları 10 Ocak 2024'ten itibaren KKTC sosyal yardım dairesi veya Kızılay vasıtasıyla iletilmelidir.

-Kıbrıs'ın 1571 yılında fethi çok önemli bir askeri harekattır.

-20 Temmuz 1974 yılında yapılan Mutlu Barış Harekatı da Cumhuriyet döneminin önemli bir askeri başarısıdır.

Kıbrıs Adası üzerindeki etkimiz, kontrolümüz ve KKTC'ye olan desteğimiz hiçbir zaman azalmayacak, aksine Kıbrıs Adası ebediyen Türk toprağı olarak kalacaktır.