Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

İsrail’in Oded Yinon Planı

Bu yazı 11/07/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

*Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

 

Ortadoğu'da yaşanan olayları anlamak için İsrail'in bu planını anlamak gerekir diye düşünüyorum. Dünya kamuoyu bu plandan 1980'lerde haberdar oldu. Oded Yinon planı Ortadoğu coğrafyasının;

Etnik grupların, mezhepler, aşiretlerin ve emirliklerin ülke sınırlarını aşmasından yola çıkmıştır. Bu ülkelerden birinde yukarıdaki sorunlardan birisinin ipliği çekilirse başka etnik sorunlarda etkilenecektir.

Etnik ve mezhepsel çatışmalar çorap söküğü gibi bir ülkeden diğerine yayılacaktır tezi üzerine kurulmuştur. Plana göre ülkeler İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarına göre parçalanacaktır. Bu ülkeler öncelikli sırasına göre Irak, Suriye, İran, Türkiye ve Pakistan olarak sıralanmıştır.

Plana göre Irak Suriye'den daha güçlü bir devlettir. Kısa dönemde Irak'ın askeri gücü İsrail için büyük tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle önce Irak- İran savaşı başlatılmış ve bu savaş dokuz yıl sürmüştür. İsrail'in planına uygun olarak sonuçlanmıştır. İki İslam ülkesi güçlülerini ve kaynaklarını birbirine karşı kullanarak onarılması imkânsız yaralar açmışlar ve zayıflamışlardır.

Plana göre Lübnan 1980'lerde 5 parçaya bölünmüştür. Siyonist strateji yönünden Lübnan'ın bölünmesi Mısır, Suriye ve Irak'ta dâhil olmak üzere tüm Arap dünyası için bir başlangıç olmuştur.

Suriye ve Irak’ın Lübnan’da olduğu gibi etnik ve dini bölgelere ayrılması İsrail'in Doğu cephesi için uygun vadede bir numaralı hedefidir,  kısa vadede ise Irak ve Suriye'nin askeri gücünün İsrail için tehdit olmaktan çıkarmaktadır.

Oded Yinon planına göre Arapların kendi aralarındaki her çeşit mücadele kısa dönemde İsrail'in güvenliğine yarar sağlayacaktır. Araplar dışındaki mücadele Irak ve Suriye’nin etlik ve dini sınırlarına ayrılmış eyaletler şeklinde de bölünmesini kolaylaştırmıştır. Böylece büyük şehirler etrafında üç ya da daha fazla devlet ortaya çıkacaktır. Musul, Bağdat, Basra ve güneydeki Şii bölgeler kuzeydeki Sünni ve Kürt bölgelerinden ayrılacaktır. Bu proje büyük ölçüde Irak'ta hayata geçirilmiştir. Barzani ailesinin başında bulunduğu Erbil merkezi devlet bu projenin bir ürünüdür.

Plan uygulanmış ve bir zaman İran'la savaşmış Irak bugün güçten düşürülmüş İsrail için tehdit olmaktan çıkarılmıştır.  Irak'ın parçalanması İsrail'in bekası için zorunluluk olarak görülüyordu.  Suriye'de etnik ve dini yapısına göre Lübnan’da olduğu gibi birkaç devlete ayrılacaktır.

Akdeniz kıyısında Şii Alevi devleti, Halep bölgesinde Sünni bir devlet, Şam'da Türkiye'ye düşman bir Sünni Kürt devleti Golon'da ya da Havran ve Kuzey Ürdün de bir Dürzi devleti olacaktır. 1980'lerde kamuoyunun haberdar olduğu bu plan entelektüel egzersiz olsun diye yapılmadığı ortada.

Irak'ta,  Suriye'de ya da Ortadoğu'da bugün meydana gelen bütün gelişmeler Yinon planının ruhuna uygundur. İsrail'in güvenliği için Suriye yıkılıyor,  bölünüyor ve zayıflatılıyor. İsrail'in güvenliği için Suriye yok edilmeye halkının ülkesini terk etmesine çalışılıyor.

ABD ve İsrail bölgede bütün adımlarını bu plana göre atıyorlar. Suriye'nin kuzeyinde ABD ve İsrail'e müzahir Türkiye'ye düşman Sünni bir devlet inşa edilmeye çalışılıyor. ABD'nin PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde kurdurmaya çalıştığı Sünni butik devletin uzun vadeli bir projenin ürünü olduğu açıktır.

11 Eylül saldırıların ardından ABD önce Afganistan’ı işgal etmiş daha sonra da Irak'a yönelmiştir. Savaş öncesi Powel Irak savaşı sonrası İsrail daha güvenli olacak diye açıklama yapmıştır. Powel’in bu açıklaması tesadüf değildir. Sıra Avrasya'nın İslami karakterinin üç önemli Müslüman ülkesi olan İran, Türkiye ve Pakistan’a gelecektir.

Zira Türkiye tarihi birikimi, silahlı gücü, İran ise nüfus, petrol ve doğalgazı ile  Pakistan ise nükleer gücü ile İsrail'i tehdit etme yeteneğine sahip devletlerdir.

Zaman içerisinde bu üç ülkenin de İsrail'e tehdit olmaktan çıkarılmasına geleceği unutulmalıdır. Büyük Orta Doğu (BOP) olarak ifade edilen doktrin bunun aracıdır. BOP projesi büyük İsrail'in temellerini atma projesidir. ABD BOP projesi ile İslam’ı Batı çıkarlarına uygun olarak yeniden biçimlendirmeyi temel amaç olarak ortaya koymuştur. Bu strateji İslam ülkelerinin hem kaynaklarını tüketiyor hem de Müslüman ülkeler arasındaki birliği imha ediyor.

Irak'ta ve Suriye'de Şii İslam-Sünni İslam kıyasıya savaş ediyor. Suriye’de meydana gelen katliamlar adeta Kerbela'yı andırıyor. Bölgede dünün dost ülkeleri bugün adeta düşman olmuştur. Bölgede daha önceki yıllarda var olan fırsatlar tehdide,  çıkarlar riske,  barışlar savaşa dönmüştür. Filistin'de, Irak’ta Suriye'de öldürülenler yalnız Müslümanlar değil İslam ve İslami değerler ve kültürler de katledilmektedir.

Ortadoğu özgür ve barış içerisinde olursa küresel muhalif güçler silahlarını kime satacak? Ortadoğuyu kan gölüne çeviren ülkeleri bölüp parçalayan küresel güçler, bugün Müslümanlara karşı İsevi’si ve Musevi’si birlikte hareket etmektedir. Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesini bozmaya mecburdur. Bu durum Türkiye için bir beka sorunudur.

Türkiye;

- Kandilden başlayıp Akdeniz'e kadar uzanan terör koridoruna asla müsaade etmemelidir. Bu koridor Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları ile kısmen önlenmiştir. Mücadele 320 kilometrelik Irak sınırında ve 920 kilometrelik Suriye sınırına devam etmektedir.

- Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü savunulmalı ve korunulmalıdır.

- Irak ve Suriye'de Türkmen varlıkları güçlendirilmelidir.

- Irak ile savunma ve güvenlik iş birliği anlaşmaları imzalanarak Irak ordusu eğitilip teçhiz edilerek güçlendirilmelidir.

- Irak Ordusu'nun sınırlarını korumak için Türk silahlı kuvvetleri ile iş birliği içerisinde görev yapması sağlanmalıdır.

- Habur gümrük kapısına ek olarak Ovaköy Gümrük Kapısı açılmalıdır.

- Ovaköy Gümrük Kapısı ile Silopi-Musul-Bağdat-Basra kara yolu bağlantısı sağlanmalıdır. Bu güzergâhta demiryolu bağlantısı da sağlanmalıdır.

- Mahmur kampının kapatılması ve bu bölgenin merkezi Irak'ın kontrolüne geçmesi için Irak’ın yapacağı operasyon etkili bir ateş desteği ve hatta gerekirse karadan da yeterli güçle desteklenmelidir.

- Irak anayasasının 140. maddesine göre statüsü belli olmayan Sincar Kasabası'nın terörden temizlenerek Irak hükümetinin kontrolünde kalması sağlanmalıdır. Sincar’ın statüsü, başta Kerkük olmak üzere statüsü belli olmayan il ve ilçeler için örnek teşkil edecektir.

- Irak bölgesel Kürt yönetimi ile ticareti geliştirmek için Derecik- Üzümlü sınır kapılarından sınır ticareti geliştirilmelidir. Bu sınır kapılarına ilave olarak, Uludere Gülyazı köyünden de bir sınır kapısı açılmalıdır. Bu sınır kapılarından yapılacak ticaret Çukurca- Beytüşşebap -Uludere bölgelerinde ekonominin canlanmasını, bölgenin gelişmesini sağlayacak ve kaçakçılığı da önleyecektir.

- Süleymaniye bölgesi ile de ticaretin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Bu bölgeyi İran ve ABD etkisinden kurtarmak için bölge ile ticaret geliştirilmelidir.

- Suriye'de ateşkesin sağlanması için Rusya, İran ve Suriye ile görüşmeler daha sık yapılmalıdır. Suriye'de Türkiye sınırına Türkiye'ye müzahir grupların yerleştirilmesi sağlanmalıdır.

- Süleyman Şah Türbesi Suriye'deki yerine taşınmalıdır.

- Suriye'nin Toprak bütünlüğü korunmalıdır. Suriye’nin Lübnanlaştırılmasına izin verilmemelidir.

- Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşü sağlanmalıdır.

- Esad'ın siyasi geleceğine göre Suriye ile üst düzey görüşmeler yapılmalıdır.

- Türkiye Esad'a Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediği güvencesini vermelidir.

- İsrail'in Oded Yinon planını bozmak için Türkiye, Irak, İran, Suriye, Mısır ve Körfez ülkeleri etkin iş birliği yapmalıdır.

- KKTC'de deniz ve hava üsleri kurulmalıdır.

- Kıbrıs'ta egemen iki eşit devlet tezinden kesinlikle vazgeçilmemelidir.

- Federasyon tezini kabul edilemez olduğu kararlılıkla ifade edilmelidir.

- KKTC Ekonomisinin geliştirilmesi için Kıbrıs'ta üretilen narenciye dahil bütün ürünler alınmalıdır.

- KKTC’de Talat ve Akıncı gibi Rum ağzıyla konuşanların yönetime gelmemesi için Kıbrıs gazilerine ve çocuklarına KKTC vatandaşlığının verilmesi sağlanmalıdır.

- KKTC, güvenlik güçleri Dronlar, İHA ve SİHA’larla güçlendirilmelidir.

- KKTC-Erenköy arasında deniz ulaşımının sağlanması için KKTC’ye şehirlerarası deniz ulaşım aracı verilmelidir.

- Doğu Akdeniz'in Serhat bekçisi KKTC her açıdan güçlendirilmelidir.

- Rum ve Yunan, Enosis hayallerinin Doğu Akdeniz'in derin sularına bir daha dirilmemek üzere 20 Temmuz 1974'te gömüldüğünü kabul etmelidir.

- Libya'daki gelişmeler yakından takip edilmelidir.

- Libya ordusunun güçlendirilmesi için eğitim faaliyetleri devam etmelidir.

- Libya'daki güçlü aşiretlerle ilişkiler kurulmalıdır.

- Libya’da Türkiye dostu bir yönetimin olması için etkin bir şekilde çalışılmalıdır.

- Türkiye Afrika'da etki ve ilgi sahasını genişletmelidir.