Rusya’nın Ukrayna’ya Askeri Müdahalesinin Sosyolojik Yorumu ve Slav Kardeşliğinin Sonu
İnsanın kendisi ile birlikte var ettiği savaşı ve onun derinliğini iyi anlamadan yapılacak analizler her zaman yanıltıcı olacaktır. Savaş, devletlerin yürüttükleri siyasetin başka araçlarla devamıdır (Bull, 1977: 184) ve “Barış ve savaş”, ulusal sistemin arkasındaki temel kurumlar olarak, toplumların şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Diğer taraftan, savaş ve güç kullanma eğiliminde olan devletler için birtakım olguların ortaya konulması ve bu devletlerin iç dinamiklerinin bilinmesi gerekmektedir. Özellikle barış ortamının oluşturulmasında bu tür dinamiklerin iyice incelenmesine ve araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır (Wright, 1969).
Savaş, Avrupa’ya hiç de uzak değil
Savaş denilince akla, soğuk bir kelime olan “ölüm” gelir. Ölüm geldiğinde ise gökle yer arasında ne varsa rengini yitirir. Ansızın gündüz geceye döner ve mekanlar hayra alamet olmayan bir sessizliğe gömülür (Deniz, 2005: 7).
İnsan hep kendini ölümden uzak görür. Belki de bu yüzden; Afganistan, Irak, Suriye gibi bölgelerde ölen on binlerce çocuk, kadın ve sivil görmezden gelinir, yok sayılır. Ancak bir an gelir, savaşı ve ölümü uzak hisseden toplumlar bir anda göğün gürlemesini yanlarında hisseder ve işte o an korkuyla fark ederler ki hep dağların ardına düşen yıldırımlar bu kez oralara düşmüyor. Bu anlamda belki trajik de olsa, yaşanan bu endişe savaşın ne anlam ifade ettiğini bir parça anlamaya vesile olabilir.
Diğer yandan bu tür çatışmalar toplumda anlama ulaşmanın bir yolu ve kendini tanımanın aracı da olabilir (Alpar, 2015: 14). Bu açıdan Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı bir anlamda 1800’lü yılların başından beri sık sık kullanılan “Slav Birliği” düşüncesini yıkması açısından da bir dönüm noktası olmuştur.
Bu harekât Slav bir ülkenin, diğerine karşı acımasız güç kullanımı olarak hatırlanacak
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı birçok ilki yaşatırken, yaklaşık 200 yıldır bir ideoloji haline getirilen “Slav Birliği” düşüncesini de zihinlerde “önemli olan Rusya’nın çıkarlarıdır” düşüncesine dönüştürmeyi başarmıştır.
Slav bir ülkenin, diğer bir Slav ülkeye, Slav olduğunu dikkate almadan ve kadın, çocuk, sivil ayırımı yapmadan, füze ve roketlerle saldırısı medyadaki görüntülerle hafızalara kazınırken, Rusya’nın bu savaşta vekil olarak; Çeçenler ve Tatarlar başta olmak üzere ülkesindeki diğer etnik grupları, kendinden olmayan Slavları öldürmek için kullanması, belki de yüzlerce yıl akıllarda kalacak bir hata ve Slav Kardeşliğine vurulmuş en büyük darbeydi.
Rus yönetiminin, Rusya’ya çok yakın Ukrayna halkına karşı güç kullanımı, Rus vatandaşlarının da tepkisini çekiyor. Bu açıdan Ukrayna’ya müdahale daha önceki Rus müdahalelerinden daha farklı bir anlam ifade ediyor.
Diğer taraftan, başka bir Slav ülkede insanlara zarar vermek için “diğer etnik grupları kullanma” düşüncesi, her ne kadar, yüz yüze çatışmalarda Rus askerlerini etkileyeceği ve ateş açmaktan kaçınabilecekleri düşüncesine dayansa da bu maksatla diğer etnik unsurlarla “Slavları yok etmek” çok daha büyük sosyolojik sonuçlara ve travmalara neden olacaktır ki bunun etkileri daha şimdiden gözükmeye başlamıştır.
Kaldı ki, Rusya içindeki etnik grupların da sivillere yönelik bu tür eylemlere karışmaktan şiddetle uzak durması da gerekmektedir.
Dünyadaki tüm Slavların, hatta birçok Rus’un tepkisini çekecek böyle bir hatanın Rus yönetimi tarafından yapılmaması gerekiyordu
İlk kez 1826 yılında kullanılan Panislavizm (Slav Birliği) terimi, Rusya’nın Çarlık döneminde uygulamaya başladığı ve varsayımsal Slav ırkına mensup olanları, kendi egemenliğindeki bir devlet çatısı altında birleştirme siyasetini olarak isimlendirilmektedir. Nitekim Rusya, bu tarihten itibaren Batı ve Orta Avrupa yanında, Balkanlarda da Slavların hamisi olmayı benimsemiş, onları ortak kültürel ve siyasi hedefler doğrultusunda birleştirmeye ve bu bölgelerdeki ayrılıkçı hareketleri kendi çıkarları doğrultusunda yönetmeye başlamıştır (Kapıcı, 2005: 82). Bu anlamda Rusya’nın sürekli olarak daimî politikalarını, Panislavizm doğrultusunda şekillendirdiği söylenemezse de bilhassa savaş ve bunalım dönemlerinde kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için bu ideolojiyi kullanmaktan geri durmadığı da görülmektedir (Naroçnitskaya, 1989:18).
Panislavizm hareketi siyasi bir harekete dönüşmeden önce, özellikle Batı ve Güney Slav halkları arasında ulusal bir kimlik arayışı ile başlamış; aydınlar, bilim insanları ve sanatçılar eserleri ile buna öncülük etmişlerdi. Onları bir araya getiren ise halkın yaşantısına işlemiş şarkılar, türküler ve şiirlerdi. Şimdi ise başka Slav devletleri Belarus ve Rusya’dan yine bir Slav devleti olan Ukrayna’ya roket ve füzelerin gönderildiği ve masum sivillerin öldüğü bir ortamda ne tür şarkılar ve şiirlerin yazılacağını tahmin etmek güç değil. Türkiye’nin böylesi zor bir dönemde Ukrayna’ya desteğini ve insani yardımlarını sunarken, Panislavizm, Ukrayna’ya yönelik harekatla birlikte bizzat Slavların korktuğu bir ideoloji haline gelmiştir.
Sonuç olarak; Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale için haklı güvenlik endişeleri ve gerekçeleri olabilir. Ancak bunun için daha uygun yöntemlerin bulunması ve sorunun çatışma olmadan çözümlenmesi daha doğruydu. Müdahale milyonlarca insanı unutulmayacak acılar içinde bıraktı. Öyle gözüküyor ki her ne gerekçe ile Ukrayna’ya girilmiş olursa olsun veya Ukrayna’daki güç kullanımına yönelik ne tür isimler kullanılırsa kullanılsın, her ne kadar Ukraynalılar tarafından tam olarak kabul edilmese de Rus yönetiminin kendisiyle aynı kökenden geldiğini iddia ettiği halka karşı aşırı güç kullanımının yarattığı olumsuz algıyı silmek çok zor olacak gibi gözüküyor. Bu doğrultuda iç ve dış dinamiklerde değişimlerin gerçekleşmesi de beklenebilir.
Kaynakça:
Bull, Hedley. (1977). The Anarchical Society, Colombia University Press: USA.
Wright, Quincy. (1969). A Study of War, University of Chicago Press. USA.
Deniz, Ahmet. (2005). Ölüm Son Değil, Alperen Yayınları: Ankara.
Alpar, Güray. (2015). Strateji ve Savaş Kültürünün gelişimi, Palet Yayınları: Konya.
Kapıcı, Özhan. (2015). Slav Birliğinden Balkan Birliğine: 1866-1868 Birinci Balkan İttifakı ve Rus Dış Politikasında Balkan Çıkmazı, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, 2015-2, Sayı: 28. S.77-119.
Naroçnitskaya, L.İ. (1989). Rossiya i otmena neytralizatsii Çernogo Morya 1856-1871, Nauka: Moskova.