Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Güneş Doğudan Doğar

Mithat IŞIK
29 Eylül 2020 12:04
A-
A+

Doğu Akdeniz Bölgesi'nde Türkiye, Yunanistan, Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye, İsrail, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Kesimi bulunmaktadır.

Tarih boyunca büyük güçler Doğu Akdeniz’i kontrol altında tutmak istemişlerdir. Roma İmparatorluğu'nun Doğu Akdeniz'i Mare Nostrum (Bizim Deniz) olarak adlandırması manidardır. Osmanlı İmparatorluğu 15. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın ortalarına kadar 400 yıl bölgeyi hakimiyeti altında tutmuştur. Osmanlı'dan sonra İngiltere 1945 yılı sonrasında ABD ve Rusya bölgede hakimiyet kurmak istemişlerdir. Doğu Akdeniz Avrupa, Asya, Afrika kıtalarını birbirine bağlayan bir kavşak noktasıdır. Cebelitarık Boğazı üzerinden Atlantik Okyanusu'na, Çanakkale ve İstanbul boğazları üzerinden, Karadeniz'de Süveyş Kanalı üzerinden Hint Okyanusu'na açılmakta ve böylece önemli kara bölgelerini deniz alanlarını birleştiren bir özelliğe sahiptir. Doğu Akdeniz kuzey-güney, doğu-batı istikametinde dünyanın önemli bir kavşağı ve stratejik bölgesidir. Doğu Akdeniz aynı zamanda önemli bir ticaret merkezidir. Dünya ticaretinin % 30’u bu bölgeden geçmektedir. Dünyada deniz yolu ile yapılan petrol ticaretinin % 25'i Doğu Akdeniz kaynaklıdır. Yılda 200 bin gemi bu bölgeden geçmektedir. Bölge aynı zamanda Ortadoğu'ya açılan bir kapı olma özelliği nedeniyle de önem kazanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak son dönemde bölgede petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunması Doğu Akdeniz'i bir satranç tahtası haline getirmiştir. Bu süreçte Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan tek taraflı hamleler yaparak MEB ilanı yapmış Mısır, İsrail, Ürdün gibi ülkelerle MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) Anlaşması imzalamıştır. Türkiye'nin güvenliği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin geleceği ve bölge refahından faydalanması Türkiye'yi Doğu Akdeniz'deki gelişmelere müdahale etmeyi gerekli kılmaktadır. Türkiye bölgedeki tek taraflı işlemleri gerekli diplomatik ve fiili cevabı vermiştir. Sondaj gemilerini savaş gemilerinin eşliğinde bölgeye göndererek sondaj çalışmalarını başlatmıştır. Doğu Akdeniz'deki bu gelişmeler ve bölgede yaşanan enerji ve deniz alanlarının bölüşülmesindeki rekabet bazı ittifakların ortaya çıkmasına sebep olmuştur ancak bölgedeki bu gruplaşmalar refaha ve güvenli hizmet etmeyecektir.

Bölgesel refah ve güvenlik daha ziyade devletler arasında ikili anlaşmalar yapılırken üçüncü ülkelerin haklarına, uluslararası hukuk ilkelerine saygı duymaktan geçer. Doğu Akdeniz politik, ekonomik ve stratejik açıdan çok önemli bir bölgedir. Bu nedenle Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bölgesel gelişmelere tepkisiz kalması düşünülemez. Türkiye Doğu Akdeniz'deki meşru haklarını korumak için diplomatik ve askeri kararlılığını sürdürmektedir.

Doğu Akdeniz'de dünya jeopolitiğinin karargahı Kıbrıs adasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki batmayan uçak gemisidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınması son derece önemlidir. Deniz alanları üzerinde Türkiye'nin askeri ve enerji güvenliğinin sağlanması Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varlığı ve tanınması ile doğrudan ilgilidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ivedilikle Deniz ve Hava Üssü kurulmalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için çözüm ve çözüme yönelik Kıbrıs Rum Kesimi ile müzakerelerden bahsetmek Kıbrıs'ı kaybetmek demektir. Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güvenliği ve dünya ile irtibatı açısından Kıbrıs'ın düşman ve düşmanca tutumu olan ülkelerin eline geçmesine asla izin verilmemelidir. Çünkü Doğu Akdeniz ve Kıbrıs artık dünya jeopolitiğinin merkezi haline gelmiştir. Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı koordinatlarımızı 29 Kasım 2019'da Birleşmiş Milletler'e deklare ettik Yunanistan'ın bu bölgede hiçbir egemenlik hakkı yoktur.

Doğu Akdeniz’i tartışmaya açmak egemenlik haklarımızdan taviz anlamına gelir. Yunanistan her şeyi istiyor ancak barışı istemiyor. Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik bölge sınırlarımızı ilan etmeliyiz. Ege Denizi'nde kıta sahanlığı sınırlarımızı Birleşmiş Milletler'e deklare etmeliyiz. Egemenliği, anlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş 180 Ada adacık ve kayaların isimlerini açıklamalıyız

Gayri askeri statüdeki adaların anlaşmalara rağmen silahlandırıldıklarını uluslararası kurum ve kuruluşlarda sık sık gündeme getirmeliyiz. Kıbrıs'a binlerce kilometre uzaktan gelip koruyucu melek rolü oynamaya çalışan Fransa, Kıbrıs kesimine silah ambargosunu kaldıran ABD şunu bilmelidirler ki; “Adada eşit statüde iki devlet vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yok saydığınız sürece sadece Ada'ya gelir ve gidersiniz”. Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli bir davasıdır 1974 yılında Barış Harekatı ile hangi kararlılıkla koruduysak şimdi de gelecekte de aynı kararlılıkla koruyacağız. Kıbrıs Barış Harekatı ile adada kan ve gözyaşı dinmiştir. Ada 46 yıldır en huzurlu günlerini yaşamaktadır. Garantör ülkeler Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’dır. ABD ve Fransa; anlaşma, garantörlük yok! Siz hangi hakla geliyorsunuz?!