Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

İran’ın Askeri Kapesitesi

Mithat IŞIK
08 Haziran 2020 11:30
A-
A+

İran’ın Askeri Kapesitesi

İran silahlı kuvvetleri ARTEŞ olarak bilinen düzenli ordu ile pasdaran olarak bilinen Devrim Muhafızları ordusundan oluşmaktadır. İren Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı vasıtasıyla direk dini lidere bağlıdır.

ARTEŞ olarak bilinen düzenli ordu kara kuvvetleri Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetlerinden müteşekkildir.

Kara Kuvvetleri: 220 bini yükümlü olmak üzere 350 bin askere sahiptir.

Bir kısmı şah döneminde batıdan temin edilen Devrimden sonra Rusya ve Çin’den temin edilen 1560 civarında ana muharebe tankı bulunmaktadır. Bu tankların 500 kadarı T725 Rus tankı 150 adet ABD yapımı M60A1 tankıdır. Zırhlı Muharebe aracı miktarı ise 1500 adettir.

Muhtelif çapı 2000 den fazla çekili top 300 civarında kundağı motorlu top bulunmaktadır. 1500 civarında çok namlulu roket sistemine sahiptir. Bunların çoğu yerli yapımdır. Şah döneminde büyük önem verilen Kara Havacılığın güçlendirilmesi için ABD’lerine 200 adet AH-1J Kobra taarruz helikopteri 300 adet Bel214 panel maksat helikopteri 60 adet Ctl-47C chinook ağır nakliye helikopteri siparişi verilmiştir.

Bell firması tarafından İran da Batum ve modernizasyon tesisi kurulmuş devrimden sonra bu teslimatlar gerçekleşmemiştir. Faal olan helikopter sayısı hakkında sağlıklı bilgi bulunmamakla birlikte 20-50 arasında AH-1J, 20-30 aradınsa Bell 214, 35-40 civarında CH-47’nin olduğu tahmin edilmektedir.

Bunlara ilaveten 2000 yılının başında Rusya’dan bir kısmı arama kurtarma helikopteri olmak üzere 50 civarından MI-17 genel maksat helikopteri mevcuttur. Ayrıca Bell 214’ten model alınarak üretilen ŞAHAVİZ 2-75 ve Bell 206’da türetilen ŞABAVİZ 206 helikopterlerinden de bir miktar olduğu tahmin edilmektedir.

Deniz Kuvvetleri: Karargâhı Bader Abbas’ta bulunmaktadır. Personel mevcudunun 20 bin olduğu tahmin edilmektedir.

Deniz Kuvvetlerinin Ana muharebe unsurları şah döneminde hizmete giren ve İngiltere’den temin edilen 3 adet VOSPER MK 5tipi güdümlü füze taşıyan firkateyn ve bu firkateynler baz alınarak yurt içinde inşa edilen 2 adet MEVC sınıfı firkateyn. Yine yerli imkânlarla üretilen 1 adet sahra sınıfı ve 2 adet ABD yapımı PF103 tipi korvettir. İran Deniz Kuvvetlerinin dikkati çeken bir yönü de farklı tonaj ve kabiliyette deniz altılara çok sayıda sahip olmasıdır.

Rusya’dan 1990 yılının ikinci yarısında teslim alınan 3 adet kilo sınıfı dizel elektrik 2300 ton denizaltı mevcuttur. Bunlar 1 adet 1300 tonluk Besat sınıfı 2 adet 600 Fatih sınıfı ile 20 civarında 120 tonluk Kadir sınıfı botlardır. Bu deniz altıların tamamı 533 mm. Çapında ağır torpidolarla donatılmış olup aynı zamanda deniz mayını döşemesinde de kullanılmaktadır.

 Deniz Kuvvetler 2019 yılında Kadir sınıfı bir deniz altı ile su altından seyir füzesi atışı gerçekleştirmiştir. NASIR olarak bilinen CASK-2 adlı bu füzenin Çin yapımı C-704 füzesinin yerli bir üretimi olduğu değerlendirilmektedir. İran Deniz Kuvvetlerinde ve Devrim muhafızlarının deniz gücünün envanterinde çok sayıda küçük boyutlu silahlı devriye ve hücum botları mevcuttur. Bu botların büyük bir kısmı kısa menzilli güdümlü füzeler ve ağır silahlarla donatılmıştır

İran Hava Kuvvetleri

Hava Kuvvetlerinde şah döneminde son derece kapsamlı bir modernizasyon faaliyeti yürütülmüştür. 1979 da gerçekleştirilen devrimde İran hava kuvvetlerinde 79 adet F-14A Tomcat av önleme uçağı 190 adet F-4D/E Fantom 170 adet F-5E/F Av bombardıman uçağı bulunuyordu.

Şah döneminde 300 adet F-16A/B savaş uçağı 7 adet E-9A AWACS havadan erken uyarı uçağı 10 adet C-5A Galaxy Stratejik nakliye uçağı sipariş verilmiş devrimden sonra ABD ve batı ile tüm ilişkilerin kopması ve hemen ardından Irak savaşı neden ile İran hava kuvvetleri zayıflamıştır. Şaha döneminde verilen siparişler gerçeklememiştir.

İran hava kuvvetlerinin bu zafiyetini gidermek için Çin Rusya’dan uçak teminine gitmiş mevcut uçakların bir kısmını diğer uçakların bakım ve onarımında kullanmıştır. 1991 Körfez Savaşı sırasında Irak hava kuvvetlerine ait çok sayıda uçak imhadan kurtulmak için İran’a sığınmış İran savaş tazminatı olarak bu uçaklara el koymuş bir kısmını hizmete alırken bir kısmını da yedek parça temininde kullanılmıştır.

İran Hava kuvvetleri hakkında güncel bilgiye ulaşmak pek mümkün değil ancak çeşitli kaynaklardan ve uluslararası havacılık dergilerinden elde edilen bilgilerde halen envanterlerinde bulunan uçaklar: 47 adet F4D/E, 48 adet F-5E, 20 adet Çin yapımı F-7, 24 adet F-14A, 9 adet mirage F1, 20 adet MİG29, 23 adet SU-24 bulunmaktadır. Son yıllarda F-5 gövdesi üzerinde yapılan değişikliklerle geliştirilmiş savaş uçağı üzerinde çalışılmaktadır. Bu uçağın seri üretimine geçilip geçilmediği kaç adet üretildiği ve hizmete girip girmediği bilinmemektedir.

İran ordusunu modernize etmek için son yıllarda yatırım yaptığı alanlar Balistik füzeler seyir sefer füzeleri Hava savunma sistemleri ve insansız hava araçlarıdır. İran balistik füze geliştirme programına İran-Irak savaşından sonra hız vermiştir. Çin ve Kuzey Kore desteği ile temelleri atılan füzen programında ilk aşamada Rus yapımı SCUD temin edilmiştir. Daha sonra bu füzelerin yerli türevleri geliştirilmiştir. 1990’ların ilk yarısında ŞAHAB serisi üretilmiştir. 1000 km’ye çıkarılmıştır. 2000’lerin başında ise güdümlü füze teknolojisine ağırlık verilmiştir.

İran’ın Balistik füze gücü Devrim Muhafızları tarafından kontrol edilmektedir. Sayıları kesin olarak bilinmemekle birlikte füze envanterinin asıl unsunu ŞAHAP-3 orta menzili balistik füzeler teşkil etmektedir. En dikkati çeken HALİÇ-FARS isimli gemi savar güdümlü füzedir. Ayrıca SECCİL isimli katı yakıtlı orta menzilli balistik füze projesi devam etmektedir.

İran savunma sanayi son yıllarda büyük aşama kaydetmiştir. Bunlardan biride İHA’lardır. Bu alanda iki önde gelen üretişi mevcuttur.

  • Devrim muhafızlarına bağlı Kudüs Havacılık Sanayi
  • HESA şirketi

Üretilen İHA’lar EBABİL ½ , ŞAHİD 129 İHA’larıdır. Bu İHA’lar Suriye Lübnan Yemen ve çeşitli çatışma alanlarında etkili olarak kullanılmaktadır. İran Hava Savunma kabiliyetini artırmak için hemen satın alma hem de yerli üretim kanalı ile yoğun bir çalışma yürütülmektedir. En dikkati çeken ise Rusya’dan alınan S-300 hava savunma sistemidir. S-300‘lerin siparişi 2007 yılında verilmiş 2015 yılında S-300 PMU2 yaptırımların kalkması ile 2016 yılında teslim edilmiştir.

İran ordusunda S-300 PMU2’lere ilaveten

-Rus yapımı S-200 NATO kodu SA-5 GAMMON uzun menzili füze

-IHAWK orta menzili füze

-Crotale TORM (NATO kodu SA-15 GMANTEL kısa menzili hava savunma sistemi)

-Yerli üretim BAVER 373 Mirsad 3 , 3 Hordad Seyhad Gibi hava savunma sistemleri mevcuttur. Bunların bir kısmı ŞAH döneminde temin edilen türetilmiştir. Bir kısmı da kopyalanarak üretilmiştir. İran’ın önemli bir Askeri gücüde Irak savaşından sonra kurulan PASDARAN ismi verilen DEVRİM MUHAFIZLARIDIR. Devrim muhafızları rejimi korumak için oluşturulmuş bir askeri güçtür ve doğrudan dini lidere bağlıdır.

Devrim Muhafızları

  • Kara Gücü
  • Hava Gücü
  • Deniz Gücü
  • Kudüs Gücü, Besic ve İstihbarat

komutanlığından oluşmuştur. Devrim Muhafızları ayrılan kaynak ve verilen önem bakımından ARTEŞ’in önüne geçmiştir. Devrim Muhafızları özellikle Kudüs Gücü aracılığı ile İran’ın ulusal güvenlik stratejisinde çok daha belirleyici ve etkin bir konuma gelmiştir. Özellikle 2000 yılının başından itibaren Irak, Suriye, Yemen, Libnan’da Kudüs Gücü aracılığıyla Devrim Muhafızları son derece etkin bir rol oynamakta ve İran’ın bu bölgelerdeki nüfus alanının genişletme ve geliştirme faaliyetlerinde asli unsur olmaktadır.

Değerlendirme

İran’ın askeri gücü incelendiğinde öne çıkan özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Envanterinin önemli bir kısmını Şah döneminde temin edilen sistemler oluşturmaktadır. İran bu silah araç, gereç ve platformları işler tutmak için büyük bir çaba sarf etmektedir. Sistemlerin birçoğu hizmet ömrünü tamamlamıştır. Platformların değiştirilmesi için hazır alımdan ziyade modernizasyon ve yoğun bakım onarımı tercih etmektedir. Acil ihtiyaçlar için Rusya, Çin gibi ülkelerden alım yapmaktadır.
  2. Silahlı kuvvetlerin vurucu gücünde füze ve roketlere öncelik verilmiştir. Öncelikle Basra Körfezi’ne yönelik tehditlerde küçük tonajlı hücumbot ve denizaltılara öncelik verilmiştir. 1980’li yıllarda hazır olarak temin edilen füzeler ve bunların üretim teknolojileri temel alınarak yoğun bir ARGE ve mühendislik çabaları ile daha da geliştirilmiştir. Bu yoğun çalışmalar sonunda 20 yıl içinde 1500-2000 km menzile ulaşan füzeler yapabilmiştir.
  3. İran 2000’lerin başından itibaren hassas güdümlü ve seyrüsefer teknolojisine yaptığı yatırımlarla balistik füzeler, başta gemi savar tipte olmak üzere seyir füzeleri, tanksavar ve omuzdan atılan uçaksavar (MANPADS) füzeleri üretmeye başlamıştır. Bu füzelerin bir kısmı Irak, Suriye ve Yemen’de yoğun olarak kullanılmıştır. Buralarda elde edilen tecrübeler söz konusu füzelerin tasarımlarında yapılacak iyileştirme ve güncellemede kullanılmaktadır.
  4. Asimetrik kapasitesi İran askeri kapasitesinde asimetrik mücadeleye öncelik vermektedir diyebiliriz. Ortadoğu coğrafyasında Lübnan, Suriye, Irak, Yemen gibi ülkelerde Kudüs gücü başta olmak üzere çeşitli unsurlarıyla gerçekleştirdiği istihbarat, özel kuvvet harekâtları ile başarılı operasyonlar yapmıştır. Bu nüfus alanı askeri ve teknik işbirliği ile takviye etmeye çalışmıştır. İşbirliği yaptığı devlet ve devlet dışı aktörler, İHA’lar ve füze sistemleri ile destek vermektedir. İran bu konseptle topraklarının savunmasını sınırlarının uzağında yapmaya çalışmıştır. Diğer bir ifadeyle savunmasına stratejik derinlik kazandırmayı amaçlamıştır. İran ordusunun gücü ABD ve diğer NATO ülkeleri ile karşılaştırıldığında zayıf kalmaktadır. İran’ın silahlı kuvvetler envanterinin nitelik bakımından Suudi Arabistan ve BAE gibi körfez ülkelerine karşı kayda değer bir üstünlüğünün olduğunu iddia etmek zordur. Ancak motivasyonu ve koordinasyonu yüksek asimetrik unsurları ile etkili sonuçlar alması mümkündür.

Sonuç olarak ABD ve İran geriliminin geniş kapsamlı bir çatışmaya dönüşme olanağı zayıf bir ihtimaldir. Ancak Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki olası çatışmada İran’ın roket, füze ve mayın ağırlıklı asimetrik yeteneklerinin öne çıkacağı kesindir. Çatışmanın genişlemesi durumunda ABD’nin uçaklar ve gemilerden fırlatacağı güdümlü füzelerle İran’ın nükleer geliştirme merkezlerini ekonomik ve stratejik tesislerini vurabileceğini değerlendirebiliriz. Olası bir ABD ve İran çatışmasında İsrail’in İran’daki stratejik hedeflere hava harekâtı yapabileceğini, İran’da iç çatışmaların çıkacağını değerlendiriyorum. Olası bir iç çatışmada Güney Azerbaycan’ın İran’dan kopacağını değerlendirebiliriz.