Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Mum Gibi Yanan Kerkük

Mithat IŞIK
30 Ekim 2020 14:45
A-
A+

ABD'nin 2003 yılında KDP ve KYB ile anlaşarak Kürt nüfusunun bulunmadığı Kerkük, Diyala ve Selahattin'e 6000 Peşmerge gücü yerleştirmesi Irak'taki tartışmalı bölgeler sorununun temelini oluşturmuştur. 2. Körfez Savaşı'ndan önce bu bölgelerde Kürt nüfusu yoktu. Bu bölgelerde ağırlıklı olarak Türkmenler ve Araplar yaşıyordu. Araplar da Türkmen bölgelerine Saddam Hüseyin döneminde yerleştirilmiştir. Peşmergeler bu eyaletlerdeki demografik yapıyı değiştirmek için bölgeye girer girmez tapu ve nüfus dairelerini basarak bütün belgelerle birlikte bu daireleri yaktı. Barzani ve Talabani'nin teşviki ile Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürtler Süleymaniye'den,Ranya’dan, Diyana’dan, Revandüz’den Şaklava’dan, Akra’dan, Erbil'den getirilerek başta Kerkük olmak üzere Diyala’ya Selahattin'e yerleştirildiler. Bu bölgelere gelen Kürtlere Barzani ve Talabani para vererek ev ve işyerleri almaları, boş olan evlere yerleşmeleri, boş arazilere evler yapmalarını sağladı. Kuzeyden gelen bu Kürt nüfus nedeniyle başta Kerkük olmak üzere demografik yapı değişmeye başladı. Peşmerge güçlerinin Türkmenler ve Araplara uyguladıkları şiddet ve baskı nedeniyle birçok Türkmen ve Arap aileleri evlerini terk ederek daha güneye ya da Türkiye'ye göç ettiler. ABD'nin amacı petrol zengini ve Türkmen kenti olan Kerkük’ün Kürtlerin kontrolüne geçmesini sağlamaktı. Kurulacak olan Kürt Özerk Bölgesi'nin ekonomik olarak güçlenmesi ve yaşayabilmesi için bu durum gerekliydi.

Kerkük bir Türkmen şehridir ve böyle kalmalıdır. Bu konuda merkezi Irak hükümeti ve Türkiye'nin görüş birliğinde olması her iki ülkenin de menfaatine olacaktır. Bir Türkmen kenti olan Kerkük için Kürtlerin değişmeyen politikaları “Kerkük Kürdistan'ın kalbidir” söylemidir. Irak'ta yaşayan Türkmenler Saddam döneminde de birçok baskılara ve zulümlere maruz kalmışlardır. Saddam'ın Türkmenlere yaptığı zulmü protesto etmek için Türkmen kızı Zehra üzerine benzin dökerek kendisini yakmıştır. Attığı slogan çok manidardır. Genç Türkmen kızı şöyle sesleniyordu; “Ben Saddam'ın Türkmenlere yaptığı bu insanlık dışı uygulamaları protesto etmek, Türkmenlerin haklı davasını duyurmak için kendimi yakıyorum. Yaşasın Kerkük Var Olsun Türkmen Milleti!”. Irak’ta Türkmenler sadık bir vatandaş olmalarına rağmen her zaman baskılara ve zulümlere maruz kalmışlardır. ABD'nin peşmergeleri getirerek Kürtlerin Kerkük, Diyala ve Selahattin’e yerleşmesinin önü açtığı bu şehirler, 2004'te çıkarılan geçici yönetim yazısı ve 2005'te referandumla kabul edilen Irak Anayasası'nda tartışmalı bölgeler olarak ifade edilmiştir. Söz konusu olan tartışmalı bölgeler 2009 yılında Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAM) tarafından hazırlanan ihtilaflı bölgeler raporunda detaylı olarak belirtilmiştir. Sincar Telafer, Tikeyf, Hamadiye, El Seyhan, Mahmur, Kerkük Merkez ve Kerkük'e bağlı Havice ve Dakuk; Selahattin'e bağlı Tuzhurmatu; Diyala’ya bağlı Hanakin, Beleduz ilçeleri olarak belirtilmiştir. Bu bölgeler tamamen Türkmen nüfusunun yaşadığı yerlerdir. Amaç Türkmenlerin bu bölgeleri terk etmelerini sağlamaktır.

Irak'ta Telafer’den başlayıp Mendeli’ye kadar uzanan ve Türkmeneli denen bölge işte bu tartışmalı bölge diye anılan bölgedir. ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgali ile birlikte bu bölgenin El Kaide, IŞİD ve PKK terör faaliyetlerine maruz kalması da manidardır. Terör nedeni ile bu bölge hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal anlamdaki istikrarsızlıktan kurtulamamıştır. Aayasanın 140. maddesine göre “Tartışmalı bölgelerin çözümü 3 aşamada gerçekleşecektir. Normalleştirme, nüfus sayımı ve ardından yapılacak referandum ile bölgenin gerçek haklarının geleceklerine karar vermeleri sağlanacaktır” diye ifade edilmiştir. Başta Kerkük olmak üzere devam eden anlaşmazlıklar sonucu 140. madde uygulanamamıştır. Süresi de 31 Aralık 2007'de sona ermiştir.

Ancak 29 Temmuz 2019'da Federal Irak Mahkemesi 140. maddenin geçerliliği yönünde karar vermiştir. Türkmenler ve Araplar “140. maddede yer alan normalleştirme, nüfus sayımı, referandum aşamaları anayasada belirtilen süre olan 2007'de uygulanamadığından dolayı geçerliliğini yitirmiştir” diyerek mahkemenin aldığı karara karşı çıkıyorlar. Kürt siyasi partiler ise tartışmalı bölgelerin statüsünün 140. madde çerçevesinde belirlenmesini savunuyor. Bu nedenle Irak Kürt Bölgesel Yönetimli siyasiler “IŞİD tekrar bölgede diriliyor” bahanesi ile özellikle başta petrol zengini Kerkük olmak üzere diğer tartışmalı bölgelerde varlıklarını güçlendirip, etkilerini artırmak istiyorlar. Haziran 2020'de Mustafa Kazımi’nin Irak Başbakanı seçilmesi sırasında ve öncesinde Kürt siyasilerle dirsek temasında olması tartışmalı bölgeler noktasında sürecin nasıl şekilleneceği hususunda bazı soru işaretlerini beraberinde getirmiştir. IKBY, tartışmalı bölgelerde IŞİD güçleniyor, federal polis, Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri IŞİD tehdidini önlemiyor, peşmergeler de merkezi hükümet güçleri ile operasyonlara katılsın istiyorlar. Amaç 2017'de Kerkük ve çekildikleri diğer bölgelere geri dönmek. Tartışmalı olan bölgeler Türkmenlerin bölgesidir, bu bölgelerin merkezi Irak hükümeti Bağdat ile Erbil arasında belirlenen heyetlerce müzakere edilmesi bölgenin asli unsurları olan Türkmenleri ve Arapları göz ardı etmek anlamını taşımaktadır. Bölgeye dönüşü etnik gruplar arasında ciddi iç savaşları da beraberinde getirecektir. Bölge Türkmeneli bölgesidir. Türkiye sınırına yakın Telafer’den başlar Musul, Kerkük Diyala’dan Mendili’ye kadar uzanır. Türkmenlerin bu bölgede kalması ve güçlenmesi,bölgenin merkezi hükümetin kontrolünde olması, bölgenin zenginliklerinin tüm Irak halkına ait olması gerekir.

Türkiye'nin Türkmeneli bölgesi ile bağlantısının sağlanması önemlidir. Bu nedenle Habur gümrük kapısına alternatif Ovaköy sınır kapısının açılması uzun vadede Türkiye'nin stratejik menfaatleri için hayati öneme haizdir. Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı bu bölgeden Türkiye'ye geçiş yapmaktadır. ABD Ovaköy’den Irak’a kapının açılmasına karşı çıkıyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimini ve Irak hükümetini de etkiliyor. Ovaköy sınır kapısının açılması Irak'ta bulunan PKK terör örgütünün Suriye geçişini engelliyor, PKK ve YPG bağlantısını kesiyor. Aslında PKK ve YPG nin bağlantısının kesilmesi güvenliğin sağlanması nedeni ile de önemlidir. Bu durum IKBY ve merkezi Irak yönetimi ile görüşülerek çözülmelidir. Türkiye'nin Türkmen bölgesi ile karadan bağlantısı Irak'ın bölünmesini de önleyecektir. ABD'nin Ovaköy sınır kapısının açılmasına karşı çıkmasının amacı Türkiye ile Türkmeneli Bölgesi'nin irtibatını önlemektir. Bu durumu kesinlikle önlemeliyiz, gerekirse Irak tarafındaki gümrük binalarını da biz yapmalıyız ve ABD'nin Irak'ta uygulamak istediği planı bozmalıyız.