Türkiye Ortadoğu'da bir güç merkezi olmak ve milli menfaatlerine zarar verecek herhangi bir oldubittiye karşı gerekli önlemleri zamanında almak maksadıyla Irak’ın kuzeyindeki gelişmeleri yönlendirecek kararları taktik ve stratejik seviyede uygulamak, gerekli politikaları zamanında belirlemek ve uygulamak zorundadır. Irak’ın kuzeyi Musul-Kerkük-Erbil-Süleymaniye-Duhok vilayetlerinin bulunduğu bölgeyi kapsamaktadır. Kısaca Musul vilayetinin bulunduğu bölgedir. Bu bölge problem olarak oldukça dinamiktir. Bölgede şartlar her geçen gün değişmektedir. Bölge zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahiptir. Devletlerin bekası için sağlıklı, süratli ve doğru alınan kararlar üretilen milli politikaların uygulanması son derece önemlidir.
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde meydana gelebilecek gelişmeleri takip etme proaktif bir yaklaşımla etki etme zorunluluğu hayati önem taşımaktadır. Türkiye’nin hemen yanı başında üniter yapısını tehdit eden ve aktif durumda bulunan bir süreç söz konusudur. Irak’ın kuzeyinin durumu Türkiye açısından son derece önemlidir. Çünkü bu bölgedeki istikrarsızlık Türkiye’ye yansıtmaktadır. PKK/KCK terör örgütünün bölgeye yerleşmesi üsler teşkil etmesi, ABD tarafından açık ya da yarı örtülü olarak desteklenmesi, vekâlet savaşlarında hasım ülkeler tarafından kara gücü olarak kullanılması, bölgede Türkiye’ye müzahir olan Türkmenler, Kürt ve Arap aşiretlerin hedef olarak alınması Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle Türkiye genelde Irak’ın özellikle de Irak’ın kuzeyinin geleceği konusuna ilgi duymak ve bu konuda etkin bir rol oynamak durumundadır. Türkiye'nin güvenliği sınırlarının ötesinden başlamaktadır.
Bu nedenle Türkiye Irak’ın kuzeyine çok sayıda operasyon yapmış ve operasyon tamamlanınca birliklerimiz sınırlarımız içerisine dönmüştür. PKK terör örgütü çok kayıplar vermiş olsa da zaman içerisinde tekrar gelip çekildiğimiz bölgelere yerleşmişlerdir. Ancak Türkiye 1996'da yaptığı operasyondan sonra bölgede kalarak özellikle Zap Nehri’nin batısında sırası ile Zaho-Batufa-Regova-Kanimasi hattında Metina Dağının kuzeyinde birinci kuşak kalıcı üsler oluşturmuştur. İkinci kuşak üsleri ise Duhok, Bamarni, Amediyah, Şiladiza, Suri'de Metina ve Gara Dağları arasında, Zap’ın güneyini Sinci, Sülav,Şerife boğazlarını kontrol etmek, Metina Dağı’ndan Zap’tan Gara Dağı’na geçişleri önlemek için oluşturmuştur. Barzani’nin kontrolünde bulunan bölgelerde oluşturduğu üsler in peşmergelerle birlikte icra edecekleri operasyonların koordinasyonu için Barzani’nin karargâhının bulunduğu Sarıraşh'da koordinasyon merkezi kurmuştur. Erbil'de Türkmenlerle KDP arasındaki koordinasyon için bir üs teşkil etmiştir. Ayrıca Talabani’nin kontrol ettiği bölgede Köysancak-Ranya-Süleymaniye'de üsler kurmuştur.
Özel kuvvetler tarafından teşkil edilen bu üsler piyade ve tank birlikleri ile takviye edilmiştir. Erbil ve Süleymaniye’de sadece Özel Kuvvetler bulunmuş bu üslere zırhlı araç takviyesi yapılmamıştır. Irak’ın kuzeyinde Suriye sınırından başlayıp İran sınırına kadar devam eden 320 km uzunluğunda yer yer 18 km ile 40 km derinliği bulunan sahipsiz bir arazi var. Bu bölge İran-Irak savaşından günümüze kadar Irak tarafından terkedilmiş bir bölgedir. Birinci Körfez Savaşı’na kadar Irak’ın terkettiği bu bölgede Barzani ve Talabani güçleri aralarında zaman zaman savaşarak bu bölgeyi kullanmışlardır. 1986 yılından itibaren sahipsiz olan bu bölgeye PKK terör örgütü yerleşmeye başlamıştır. Zamanla PKK terör örgütü Zap’ın batısında sınırlarımıza yakın bölgelerde Sinat Vadisi’ne ve Haftanin gibi dağlık, kayalık mağaraların bulunduğu bölgeye yerleşmiştir. Bu kamp ve üs bölgelerini zaman içerisinde Zap’ın doğusuna Avaşin-Basyan-Hakurk-Kandil gibi bölgelere kadar genişletmiş, Metina Dağı, Gara Dağı, Sincar bölgesi ve Suriye bağlantısını sağlamıştır. Bölgede PKK İran’dan da destek alarak üçüncü bir güç haline gelmiştir. İkinci Körfez Savaşı’na kadar Barzani ve Talabani Türkiye’nin PKK’ya karşı bu bölgede yaptığı operasyonlara peşmerge güçleri ile destek vermişler, TSK ile birlikte operasyonlara katılmışlardır. İkinci Körfez Savaşı’ndan sonra ABD Türkiye’nin bölgede operasyon yapmasına izin vermemiştir. Ancak bölgede oluşturduğumuz üslerin kalmasını kabul etmiştir. İkinci Körfez Savaşı ile birlikte Barzani ve Talabani güçlerini güneye kaydırmış, ABD’nin de desteği ile Musul ve Kerkük’e girmişlerdir. Böylece PKK terör örgütü Irak’ın kuzeyinde istediği gibi hareket etme imkânına kavuşmuş, ABD’nin de desteği ile sahipsiz olan bu bölgeye yerleşmiştir. TSK PKK terör örgütünün bu bölgede barınmasını önlemek, teröristleri etkisiz hale getirmek, bu bölgede yaşayan Irak vatandaşlarını da PKK terör örgütü baskısından korumak, bölgede yerleşik ve kalıcı üsler oluşturmak için 27 Mayıs 2019’da Sidekan-Bredost-Hakurk-Kandil istikametinde komando birlikleri ile operasyon başlatmış, bölgeyi PKK terör örgütünden temizleyip buraya yerleşmiştir. Birliklerimiz bu bölgede oluşturdukları üslerden operasyonlarına devam ediyorlar. Birliklerimizin operasyonlarına ihtiyaç duyulduğunda sınırımızda mevzilenmiş topçu, obüslerimiz, İHA, SİHA’larımız, F-16 uçaklarımız ateş desteği sağlıyor. Zap’ın batısında da Haziran-2020’de Pençe-Kaplan operasyonumuz Sinat-Haftanin bölgesini de içine alacak şekilde başlatıldı ve operasyona katılan birliklerimiz Sinat Vadisi-Kantur Dağı- Haftanin-Pirbela-Darkarajam bölgelerine yerleşerek buralarda kalıcı üsler oluşturdular. Birliklerimizin Irak’ın kuzeyinde yerleşmesi PKK terör örgütünün etkisiz kılınmasını sağladı ve harekât alanını daralttı. Çok zayiat veren PKK terör örgütü Irak’ın daha güneyine çekilmek zorunda kalmış, bir kısım teröristler de Sincar ve Mahmur kampı üzerinden Suriye’ye kaçmışlardır. Örgütün lider kadrosunun Kandil’de imha edileceğini anlayan ABD lider kadronun imhasını önlemek, İran’ın kontrolüne girmelerini engellemek için bunların daha güneye Süleymaniye-Halepçe arasındaki dağlık bölgeye geçmeleri için çalışmalar yapmaktadır.
Türkiye yaptığı operasyonlarla ve bölgeye yerleşen güçleri hem sahipsiz olan bu topraklarda PKK terör örgütünün yerleşmesini önlüyor hem de bu bölgede yaşayan Irak vatandaşlarının PKK terör örgütünün zulmünden koruyor. Bölgede yaşayan halk Türkiyenin operasyon yapmasından ve bölgeye yerleşmesinden son derece memnun. TSK sayesinde can ve mal güvenlikleri sağlanıyor. Tarlalarına bağ ve bahçelerine emniyetle gidebiliyorlar.
Yapmamız Gerekenler
- Birliklerimizin bölgede kalmaya devam etmesi etki ve ilgi sahalarını genişletmesi
- Bölgede niçin bulunduğumuzu bu bölgelerde yaşayan halka anlatmak için yetişmiş uzman ekiplerin zaman zaman bölgeye giderek halkın kazanılması ve kaynakların kontrol edilmesinde TSK’ya destek vermesi
- Üs merkezleri ile sınırlarımız arasındaki mevcut ulaşım yollarının geliştirilmesi
- Van-Yüksekova - Hakkâri - Şemdinli-Derecik-Hacı Ümran-Ranya-Süleymaniye bağlantısının sağlanması. Bölgede gümrük kapılarının açılarak ticaretin yasallaşmasının sağlanması, kaçakçılığın önlenmesi.
- Hakkâri-Çukurca-Üzümlü-Kanimasi-Amedya yolunun geliştirilmesi, üzümlü gümrük kapısının açılması, bölge ile ticaretin geliştirilmesi.
- Uludere-Gülyazı-Haftanin-Begova-Haftanin, Begova-Batufa-Zaho bağlantısının sağlanması ve Gülyazı’da bir gümrük kapısının açılarak ticaretin geliştirilmesi ve yasallaştırılması.
- Sidekan-Bredost-Hakurk-Hacı ümran-Diyana bağlantısının sağlanması.
- Irak’ta Zap suyu üzerinde Balinda boğazında baraj inşası için Irak Hükümeti ile görüşülmesi. Bu barajın yapılması ile bölgedeki PKK’nın barınma alanlarının büyük bir kısmı sular altında kalacaktır. Aynı zamanda bölgede sulu tarım yapılan arazi artacaktır. Bu barajın inşası ikinci Körfez savaşının çıkmasıyla ertelenmiştir.
- Türkiye-Irak arasındaki önemli geçiş kapısı olan Habur gümrüğüne alternatif Silopi-Ovaköy'den Irak’a ikinci bir giriş kapısının açılması. Bu kapının açılması Habur Gümrük Kapısının yoğunluğunu azaltacaktır. Tank erler, tırlar Habur gümrüğünden geçerken hafif araçlar Ovaköy Gümrük Kapısından geçecek, bekleme sırası azalacaktır. Ovaköy Sınır Kapısı açılınca Silopi-Talaffar-Musul bağlantısı sağlanacaktır. Bu sayede Türkmeneli bölgesine kısa sürede ulaşılmış olacaktır. Böylece Irak’tan terör örgütlerinin Suriye ye, Suriye’den de Irak’a geçişi önlenmiş olacaktır.